İyileşme sadece yediklerimizle ve aldığımız ilaçlarla mı ilgilidir? Tıbbi doktorlar bedenler üzerinden çalışmak üzere eğitim görürler, tıpkı tamircilerin araba üzerinde çalışması gibi. Hastalıklar bedensel düzeyde görüldüğü için, bedensel tamirat ve onarıma girişilir. Görünüşte iyileşmenin sağlanması gereken yer bedendir ama insanların sadece bedenden ibaret olmadığının da farkında olunması ve hatırlanması gerekir. Bizim bedenimiz, zihnimiz, duygularımız vardır. Ama olduğumuz en önemli şey de “Ruh” tur ki bu da görülemez, tahlil edilemez ve ameliyatla alınamaz. Bu sebeple her zaman inandığım, tekrarladığım kendine yolculuk ve kendini bilmek mutlu yaşamın olduğu kadar, sağlıklı bedenin de varlığını baki kılıyor.
Herhangi bir hastalık olduğunuz kişiyi nasıl sevmemiş olduğunuzu ve olduğunuz kişi olmak için kendinizi nasıl bağrınıza basmamış olduğunuzu söyleyen doğrudan bir mesajdır. Aynı zamanda içinize atıp biriktirdiğiniz çözümleyemediğiniz duygusal birikimleri artık alacak yeriniz olmadığını ve bunlardan özgürleşmeye hazır olduğunuzun mesajıdır.
Hastalığın veya bedensel bir engelin size ne öğretmeye çalıştığını kavrayıp, hücrelerde saklanan çözümlenmemiş duygusal konulardan kurtulduğunuzda, işte o zaman iyileşme her düzeyde; duygusal, tinsel ve bedensel olarak başlayabilir. Çünkü duygusal anılar hücrelerde ve ruhsal alanımızda depolanır. Bu birikim hücre yenilenmesi sırasında (ki bunu beden sürekli yapar) yeni nesil hücrelere bunlar da aktarılır. Hücredeki her bir depolanmış negatif anı’dan kurtulmak bunun için önemlidir. Aynı şekilde her temizlenmiş hücre de bu aktarımı yapacaktır. İnsan bedenini bir bilgisayara benzeterek, yeniden programlamanın ya da programa müdahale edip güncellenmenin mümkün olduğunu ve bu imkanın herkes için var olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi bazı hastalık tanımlarına ve bunların ruhsal sebeplerine örnekler verelim:
Akciğer sorunları: Hayatı kabul etmemek, Depresyon, Üzüntü, Dolu dolu bir yaşama kendini layık görmeme,
Alzheimer: Yaşamı terketme arzusu, Hayatı olduğu gibi kabul edememek, Çocuğun güven dolu sanılan dünyasına geri dönmek. Bakım ve ilgi talep etmek. Etrafındakileri bir çeşit kontrol etme yolu. Kaçış.
Anksiyete kaygı : Hayatın akışına ve gidişatına güven duymama
Astım: Boğucu sevgi. Kendi bireyliğini, bağımsızlığını hissedememe. Kendini bastırılmış, boğulmuş hissetme. Bastırılmış ağlama.
Aşırı Kiloluluk –şişmanlık : Hayattan korkma. İncinme, aşağılanma, eleştiri veya cinsellikten korunma ihtiyacı duyma. Duygulardan kaçma. Güvensizlik ,kendini reddetme. Doyum arama.
Baş ağrısı – migren : Değersizlik duygusu. Korku. Kendini eleştirme.
Böbrek sorunları: Yargılama, düşkırıklığı, başarısızlık.Utanç.Çocuk gibi tepki gösterme
Bronşit: Bağırılıp çağrılan aile ortamı, Huzursuz bir aile ortamı. Tartışmalar ve bağrışma. Bazen sessiz bir sürtüşme.
Egzama: Aşırı muhalefet, düşmanlık. Soluk kesici kin. Zihinsel feveran.
Fibroid –Tümör ve kistler : Eşe derinden kırılma ve bu kırgınlığı besleme. Kadınlık benliğine darbe yemek.
Gastrit – Mide rahatsızlıkları : Uzun süren kararsızlık. Süregelen belirsizlik. Kötü beklentiler. Kaygılanma.
Katarakt: Geleceği karanlık görmek. İleriye neşe ve umutla bakamama. Karanlık gelecek beklentisi.
Guatr – tiroit : Üzerinde baskılara duyulan nefret. Kurban. Doyumsuzluk. Acı çektirildiği, cezalandırıldığı için nefret duyma. Kendini kurban olarak görme. Kendisini hayatta engellenmiş hissetme.
KANSER: Derin acı. Uzun süre taşınan kırgınlık, sır, hüzün bedeni kemiriyor. Nefreti içine gömmek.
Gerçek özgürlük hem duygusal hem bedensel olarak gerçekleşir. Varlığınızın özündeki sınırsız mutluluğu keşfetmeniz dileğiyle…