Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Eroğlu

Milli Ruh!

Milli formayı giymek, Türk olan her futbolcunun hayalidir. Prim pazarlığı yapan ruhsuzları ayrı tutuyoruz tabi ki. Mesela, son oynanan milli maçlardaki gençlerin forma aşkını görünce, duygulandık. İlave olarak, Milli Takıma sonradan çağırılan, Göztepeli Alparslan Öztürk’ün, internette dolaşan sevincini görünce,  gözlerimiz yaşardı. Telefonda haberi alır almaz.,havalara zıplaması,nasıl bir Milli ruha sahip olduğun göstermiştir.Tebrik ediyoruz. Alpaslan Öztürk’ün, A Milli Takım aday kadrosuna dâhil edildiğini öğrendiği anda yaşadığı mutluluk efsaneydi. Bize işte böyle aç, milli formayı giymekten büyük gurur duyan futbolcular lazım. Türkiye’yi mi, yoksa Almanya’yı, Hollanda’yı mı seçeyim, diye kararsız kalanlara, bu video izletilmeli.
Bir Türk, Alman milli takımını seçtiğinde içinde mutlaka bir burukluk, üzüntü oluyor! Vatanının formasını taşımak daha büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı. Yabancı formayı seçenler emekli olduklarında ikinci vatanlarında unutuluyorlar. Oysa A Milli Takımı seçip bir de başarılı oldun mu, hikâyeleri Lefter’ler, Metin’ler, Can’larla birlikte nesiller boyu anlatılıyor. Yolun açık olsun Alpaslan. Seni yürekten kutluyoruz.

Her futbolcunun bir hedefi vardır. Kimi, önce büyük takımlara, oradan da Avrupa’ya transfer olmak ister. Amma ve lakin Milli Ruhu yüksek ve Ay yıldızlı Forma sevdalısı olan futbolcuların hedefinde ise, daima Milli takım vardır. Şenol Güneşi de kutluyoruz. Böyle, yürekli, milli ruhu yüksek futbolcuları bulup, forma verdiği için. Ne Mutlu göğsünde Ay Yıldızlı formayı taşıyanlara. Ne mutlu o formayı giyeceğini öğrendiğinde, havalara zıplayan genç çocuklarımıza. Allah, bu gibi sporcularımızın sayısını çoğaltsın.

                     Acıcık Ucundan

Adamın biri, karısının Kedi’sinden o kadar nefret ediyormuş ki; ne edip, ne yapıp ondan kurtulmanın yollarını düşünüyormuş. Bir sabah Kedi’yi arabaya atan adam, evlerinin 20 blok ötesinde bir sokağa götürmüş, onu orda bırakıp doğru işe gitmiş. Aynı akşam işten eve gelen adam, bir bakmış ki; Kedi evin bahçesinde karısıyla oynuyor, kadın neşe içinde demiş ki: – Ay bütün gün onu aradım, ama akşamüstü bir baktım, gelivermiş. Evin yolunu nasıl da bulurmuş benim akıllı Kedi’m. Adam çok bozulmuş, ama belli etmemiş, ertesi sabah yine Kedi’yi arabasına atmış. Bu sefer evin 40 blok ötesinde bir sokağa götürüp bırakmış ve işe gitmiş. Akşam işten eve gelmiş, Bir de ne görsün; Kedi salonda, yine karısıyla yerlerde yuvarlanıyor. Adam ertesi gün Kedi’yi 60 blok öteye bırakmış, Akşam gelmiş yine Kedi evde. Sonraki gün adam kediyi 70 blok öteye bırakmış, akşam Kedi yine evde. Adam, ertesi sabah Kedi’yi arabaya koymuş, 90 blok öteye gitmiş, oradan köprü yoluna girmiş, İlk çıkıştan sağa dönmüş, Oradan tekrar sağa dönmüş, Gitmiş de gitmiş, Bir 20 blok daha uzağa gitmiş, Sola dönmüş, Biraz daha gitmiş ve orada Kedi’yi arabadan atmış.
Saatler sonra evin telefonu çalınca, kadın açmış: – Alo. Arayan kocasıymış: – Hayatım, kedi orada mı? – Evet, neden sordun?
– Şunu telefona bir çağırsana, kayboldum!.. Sağlıcakla kalınız.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech