Çanakkale’nin kıdemli kentlilerinden 78 yaşındaki Şahabettin Kalfa, daha önce hayata geçirdiği Çanakkale konulu projelerinin geliştirilmiş ve düzenlenmiş halinden bölümlerin de yer aldığı ilk kitabı “Çanakkale’de Geçmişin Ayak İzleri” ni geçtiğimiz günlerde okuyucularla paylaştı.
“Çanakkale’de Geçmişin Ayak İzleri” isimli kitap yazarın ilk kitabı olmasına rağmen Çanakkale üzerine yayınladığı ilk eser değil. Şahabettin Kalfa bu eserin daha önce çeşitli mecralarda paylaştığı proje ve yazılarının gelişmiş ve derlenmiş hali olduğunu söyledi. 28 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra kent aktivisti olarak etkinliğini devam ettirdiğini belirten Kalfa, kitabın oluşum hikayesini şu şekilde anlattı; “Kentle ilgili bir araştırma yapmak istesek tüm kaynakların Troya savaşı ile başlayıp Çanakkale savaşı ile bittiğini görürüz. Kentteki yaşanmışlıklara dair bilgi edinmek zordur.
Hayata geçirilmiş projeler kitabın iskeletini oluşturuyor
2000 yılından itibaren yerel tarih çalışmaları kent belleği üzerinden çalışmalara başladım. Çantalar Elimizde projesi ilk projemizdi. Bu kitapta ve projenin görselinde yer alan çocuk benim. O zamanlar okula giderken tahta çantalar kullanılırdı. Bu çanta da şu anda kent müzesinde sergileniyor. Oraya verdim.
2001 Çanakkale’de Sokak Adlarında Yaşayanlar Projesi bizim kent konulu ikinci projemiz ama Türkiye’de bir ilk. Çok ses getirdi.
2002’de hayata geçirdiğimiz Çanakkale’de Toplumsal Mekânların Tarihsel Süreci Projesi ise askeri mekanlar, dini mekanlar, dinlence-eğlence mekanları gibi 11 alt başlıktan oluşuyor bu mekanlar arasında en çok sonuca ulaşabildiklerimiz ise eğitim mekanları ve dini mekanlar oldu.
Unutulmaya yüz tutmuş kent belleğimizin canlandırdı
Bu projeler bağlamında ve projelerin geliştirilmiş biçimiyle bu kitap oluştu. Unutulmaya yüz tutmuş kent belleğimizin hatırlanması amaçlı yazılmış bir kitap.” dedi.
Kitapta yer alan başlıklardan ilkinin Çanakkale’de yerleşim ve mahalleler olduğunu belirten Kalfa, sözlerine şu şekilde devam etti “Konsolosluklar konusunu çok önemli buluyoruz, çünkü burası garnizon kenti olarak kuruluyor ama liman, ticaret kenti olarak değerlendirilmeye başlandığında konsolosluklar ön plana çıkıyor. Ticareti yönlendirenler ve ihracatı gerçekleştirenler genelde konsoloslar. Çünkü yabancı dilleri var. Bu noktada da daha çok Musevi aileler ön plana çıkıyor. Dışarıdan gelenler var mesela fahri konsolos diyoruz bunlara ticari ateşeler bunlar. Hem gelen geçen gemilere römorkör hizmetleri veriyor hem içeriden aldıkları malları dışarıya ihraç ederek zenginleşiyorlar. Bunlardan bir tanesi Emily Vitalis’tir. Çanakkale’ye saat kulesinin yapılmasını öneren kişi. İlyo Halyo çarşısı var mesela Musevi biri, adım yaşasın diyerek çarşı yaptırıyor. Bu tip izleri ile birlikte kimdir, nedir, ne değildiri sunmaya çalışıyoruz.
Valilerden mekânlara kentin evrilme süreci
“Çanakkale öncelikle garnizon olarak yapıldıktan sonraki süreçte bugünkü Umurbey’e bağlı bir mezra durumunda. Yerleşim arttıkça Biga Sancağı’na bağlı olarak hizmet veriyor. Ta ki 1867’de burası Adalar ve Akdeniz vilayeti olana dek. O dönemde de boğaza vali olarak atanan ilk kişi Kayserili Ahmet Paşa’dır. 1908 yılında 2. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte ilk atanan sivil vali de Samih Rıfat’tır. Daha sonra 1920’lerde Çanakkale Milletvekili olur ve üç dönem hizmet eder. Kentin bilinmeyenidir Samih Rıfat. Bu gibi isimleri kitaba koyduk.
Hastanenin yapılışı, Kale-i Sultani Mekteb-i İdâdîsi ‘nin yapılışı ve sonraki süreçlerini kitaba ekledik. Cumhuriyet Meydanı’nın düzenlenmesi çalışmaları, çünkü orası büyük bir mezarlıktır. Kentin en büyük mezarlığıdır Cumhuriyet Meydanı. O mezarlığın kaldırılıp da bugünkü anıtın konmasına yönelik süreç ve geçirdiği evreler var.
Son bölüme de benim 12 yaşına kadarki sürede kentteki ayak izlerimi ekleyerek kitabı tamamladık.”
Kitabın devamı gelecek
Kimler gelmiş kimler geçmiş neler yaşanmış gibi konuları alt başlıklar içerisinde parça parça hepsinden birer ikişer örnek koyarak bir nüve oluşturduk. Daha kitaba geçecek başka konularımız da var.
Çanakkale Boğaz tarihini bir yazalım, ikinci olarak kentte dini mekânları anlatalım son olarak da kentte 120 yıllık bir tiyatro geçmişini içeren Çanakkale’de Tiyatro’nun Tarihsel Süreci, paşalar zamanında tiyatro için gelenlerden başladık, Cumhuriyet Dönemi Halk Evleri ve benzeri gibi kentte kurulan tiyatroları da kitaplaştıracağımız bir projemiz var. Çıkan kitabım için bir kent hafızasının başlangıcı diyebiliriz.
Sadece biyografi değil; aynı zamanda izler
Kentin varoluşundan günümüze kadarki süreç içerisinde gerek mekânlar gerekse kişilerin ortak süreci. Kayserili Ahmet Paşa gelmiş ama kentte ne yapmış da var, Hasan rahmi Paşa gelmiş kentte neler yapmışı da içeriyor. Sadece biyografi değil bu kente neler kazandırmış. Geçmişin ayak izleri dememin sebebi de bu izleri de içeriyor olması.
Kitap kentli tarafından çok rağbet gördüğü gibi buradan ayrılıp gitmiş insanların da dikkatini çekiyor. Bu kişiler de genellikle Musevilerden oluşuyor. Aralarında şu an İstanbul’da yaşayanlar var kitap yayınlandıktan sonra bana telefon ile ulaştılar” dedi.
Ş. Ezgi Tuncel