Çanakkale boğazından geçen gemilerde azalma var mı? Bunu biraz hissediyoruz ama gerçek ne? Bu sorularla Ulaştırma bakanlığının yayınladığı bilgilere ulaşınca gerçek ortaya çıkıyor. Rakamları resmi kaynaklardan okudukça ben çok şaşırdım. Sizin de şaşıracağınızı düşünüyorum.
2006-2020 yılları arasındaki bilgiler var elimizde. 2006 yılında toplam 48.915 gemi geçmiş boğazdan. 2010 yılına kadar benzer sayılarda gemi geçmiş. 2010 yılından itibaren gemi geçiş sayısı her sene azalmış. 2020’de geçen gemi sayısı 42.036 olmuş. 7000’e yakın bu düşüş var ama gemilerin taşıdığı tonajlar artmış. 2006 yılında 595.826.240 Groston kapasiteli gemi geçmiş. 2020 yılında 858.844.972 Groston kapasiteli gemi geçmiş. Gemiler büyümüş, ticari yük artmış sonuçta.
Bir de gemilerin tipine göre durum nasıl değişmiş? Resmi belgelerde gemi tiplerinde 17 çeşit sınıflama var. Hepsini yazmak anlamsız olur. Dikkat çekici gelenleri yazarsak: 2006 yılında 4.539 konteyner gemisi geçerken 5.219’a ulaşmış geçtiğimiz yıl. Kimyasal yük taşıyan, yeni araç taşıyan, dökme yük taşıyan ve canlı hayvan taşıyan gemilerde de artış olmuş yıllar içinde. Bu yüklerin yarısı bile Türkiye limanlarına gidiyorsa ithalat yaptığımız ürünlerin cinsi ve ithalatın arttığı ortaya çıkıyor. Diğer türler için geçiş yapan gemi sayısı azalmış.
Azalan gemi sayılarında en dikkat çekici rakam yolcu gemilerinde olmuş. Ben de zaten bunu hissettiğim için araştırma ihtiyacı duymuştum. 2006 yılında 721 tane, 2007’de 895 tane yolcu gemisi geçmiş ki bu sayıya bir daha ulaşılamamış. 2016 yılına kadar benzer rakamlarda gemi geçişi olurken, o yıl bıçak gibi kesilmiş. 2016 yılında 190 gemi geçmiş. Diğer senelerde 190 gemi de geçmemiş ve 2020 yılında geçen yolcu gemisi sayısı tam 26 olmuş. Ayda ortalama 2 yolcu gemisi geçmiş. Yani oturup şöyle ışıl ışıl bir yolcu gemisi boğazdan geçer mi derseniz? Cevap “hayır geçmez” olacak. Bu yıl için de büyük cruise gemileri İstanbul destinasyonunu yine tercih etmemişler. Eylül’den itibaren İstanbul’a giden sadece birkaç tur görülüyor.
Corona virüsten dolayı yolcu sayıları da mutlaka az olacaktır. Çünkü gemi turizmini tercih edenler üst gelir grubunda, yaşları ilerlemiş yolcular. Fakat ileriki yıllar için ülkemizden kaçan yolcu gemisi şirketlerine güvenli, sağlık kurallarına uyan, risklerin az olduğu bir ülkenin tanıtılması gerekir ki bize tekrar geri dönsünler. Bu sıkıntılı günler geçince, harcanamayan gelirlerin her alana yansıyacak “rövanş harcamaları” olacağına inanıyor ekonomistler. Bu harcama patlamasının bir parçasını ülkemize çekmek, sıkıntılarımızı hafifletecektir.
Bu gemiler mutlaka ülkemize geri dönecekler. Bu geri dönüşte Çanakkale için de bir hayalim var. O zamana kadar İstanbul Galata porta benzeyen, kentin tam içine limanda inşa edilmiş modern cruise portuna demir atmış yolcu gemilerinden yürüyerek kente dağılan turistler. Yüzlerce otobüsle Truva, Asos ve Gelibolu savaş alanı ve şehitliklerine taşınıyorlar. Kenti gezmek isteyenlerin yürüyerek meydanları doldurması ki bir zamanlar gemilerin demirlediğini ve yolcularının şehirde gezdiğini görüyorduk.Ülkemizde İstanbul kadar eğlenceli turistik ikinci kent bence Çanakkale’dir. Tüm dünyanın bildiği destansı iki tarihi olay var: Truva ve Gelibolu savaşı ki bu topraklarda gerçekleşti. Doğal yiyecekler ve ürünler bu kentten ülkeye dağılıyor. Gemiler mal tedariklerini ürünlerine güvendikleri limanlardan yaparlar. Gemiler yolcularının alternatif ekstra tur talep edebileceği limanlara götürmek isterler. Hiçbir tarihi olay olmayan bizim köy diyebileceğimiz Yunan adalarına zaman doldurmak için demir attıklarını gördüm bu gemilerin. Yetkililerin gönüllü STK’ların Çanakkale’nin tanıtımını her fırsatta her yerde yapmasını bunun için çok istiyorum.