1937-1952 yılları içinde on altı tane türkü derleme gezisi Ankara devlet konservatuarı folklor arşivi ekibi tarafından gerçekleştirilir. Ekibe ilk gezinin gerçekleştirildiği Sivas ve çevre iller gezisinde katılan folklor bilimci Muzaffer Sarısözen, geri kalan gezilere ekip lideri olarak katılır. Kendisi, halkla hemen iletişim kurabildiği ve duyduğu halk ezgilerini hemen notaya çevirebilmesi yeteneği ile bu gezilerin verimli olmasını sağlamıştır. 10.000 civarında halk ezgisi defalarca yapılan bu derleme gezilerinde o günün teknolojisi ile taş plaklara, muma ve teller üzerine kaydedilmişti. 1947 yılında gerçekleşen on birinci gezide Bursa, Çanakkale ve Tekirdağ illerine yapılır. Bu gezide 258 ezgi derlenir. Arşivlere binin üzerinde halk ezgisi, Muzaffer Sarısözen tarafından derlenip notalarıyla kazandırılmıştır. Bu gezilerin sonunda Yurttan sesler topluluğunu kurar ve 1953 yılından itibaren radyolardan derlenmiş binlerce Anadolu ezgileri duyulmaya başlar. Ayrıca ilk folklor topluluğu da 1950 yılında Muzaffer Sarısözen liderliğinde İtalya’da kendini gösterir.
Çanakkale türküsü, en bilinen Muzaffer Sarısözen derlemesi türküdür. Türküyü 1951 yılında, Kastamonu’da bir halk ozanından duymuş ve Kastamonu yöresine ait olarak kaydetmiştir. Ancak sonraki yıllarda yapılan araştırmalarda önceden türkünün sözlerinin çeşitli marş ve şarkılarda yayınlandığını ve 1914 tarihli bir mektup da daha savaş başlamadan Çanakkale sokaklarında askerlerin bu türküyü “Çanakkale içinde aynalı çarşı, Anne ben gidiyorum düşmana karşı” söyleyerek gezdiklerini yazılı mektupla belgelenmiş. Çanakkale savaşı Türk milletini o kadar etkilemişti ki tüm Anadolu’da bu türkünün askerden dönen ozanlar tarafından tekrarlandığı anlaşılıyor. Türkülerin radyonun ve kayıt imkanının olmadığı, ozanlar tarafından yayıldığı zamanlarda türküyü ilk besteleyenin ve yöresinin çok önem verilen bir konu olmadığı anlaşılıyor. Şarkı güzelse tüm Anadolu’ya yayılıyor. Muzaffer Sarısözen’i, bu gibi yanılmalar için kınayamayız. Özverili ve yoğun çalışmaları sayesinde binlerce türkü tüm Türkiye’de tanınmış ve sevilmiştir. Buna benzer bir yöre karışıklığını babam üzülerek anlatırdı. Muzaffer Sarısözen’in Isparta Uluborlu’da söylenip oynanan “Serenler zeybeğini” Burdur’da da dinleyip, Burdur türküsü diye arşivlere kaydetmiş. Muzaffer Sarısözen henüz çalışmalarını tamamlayamadan 1963 Ocak ayında geçirdiği rahatsızlığı atlatamayarak vefat etmiştir. Kendisine ve onun izinden giden Türk folkloru ve müziğine emek verenlere müteşekkiriz.