Market raflarında temel ihtiyaçların karşılanması için fiyatlar her geçen gün artıyor. Enflasyonu her lokmamızda iyice hisseder olduk. Ürünlerin üzerinde onlarca maliyet artırıcı unsur var. Bu maliyetlerin bir kısmı üreticinin üzerinden alınmalıdır. Yani geçimini üretimden sağlayan çiftçiye devlet maliyet çıkarmamalı. Belki bu şekilde tarıma dönüş teşvik edilmiş olur. Böylece üretim artar, fiyatlar düşebilir. Çiftçi toprağını işlemek için traktör alıyor ÖTV veriyor. Mazot için ÖTV veriyor. Gübre, tohum,ilaçlama, sulama, tarımsal alet hepsinde vergi var. Çiftçi bu zorluğa göğüs geriyor ama ürününü sattığı aracılar taşıyacağı kente ürünün ne kadar maliyetle taşıyacağını düşünerek olmayacak fiyattan alıyor. Üretici seneyi zararla kapatıyor. Çektiği krediyi ödeyemiyor. Traktörü de elinden alınabiliyor. Çünkü üzerindeki en değerli hemen paraya çevrilebilecek traktörü var. Gelecek yıl üretemeyeceği de bugünden belli.
Toprakta binbir emekle üretilen bir ürün, tüketiciye gidene kadar üç kat fiyatı artıyor. Olmaz ama 1Krş maliyetle alınan 1 kilo bir ürün markette 1.50₺ satılabildiği iddia ediliyor. Taşıma için kamyonların kullandığı mazot için devlet litre başına 2₺ ÖTV alıyor. Bu aynı zamanda çiftçinin traktöründe de kullanıldığı için üreticinin de en önemli harcama kalemi. Ayrıca komisyonlar, vergiler, harçlar,işcilik maliyetleri ve el değiştirdikçe eklenen kar payları toplanıyor. Birde üzerinden tüketiciden de %8 Kdv alınıyor. Toprağın hakkı, verilen emek, akıtılan ter maliyette yok bile.
Biz tüketiciler de fiyatlara şaşırıp bilmediğimiz ve ispat bile edemediğimiz aracıları hedef gösterip “fiyatları artırıyorlar soğan lobisi, patates lobisi vb. lobiler” diyerek faili meçhul olay haline getiriyoruz. Ya da öyle yapmamız isteniyor. Yıllardır çözülemedi şu hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur eden aracılar. Yine de bu aracılar tespit edilene kadar devlet en azından üreticiye yansıyan vergilerinden vazgeçebilse de tarıma emek verenler rahat etse.