Nöbetçi Eczaneler
Gündem gazetesi olarak İzmir’de yaşanan depremin ardından Çanakkalelilere “Yaşadıkları ve çalıştıkları binalarda kendilerini güvende hissediyorlar mı?” sorusunu yönelttik. Açıklık, kaçış alanı açısından da Çanakkale’nin büyük şehirlere oranla vatandaşta ne gibi bir izlenim yarattığını öğrendik. Vatandaş, özellikle yeni yapılaşmanın olduğu yerlerde, daha güvende hissederken, kaçış alanı bakımından da Çanakkale’yi güvenli buluyor. Ancak çarşı esnafı iki konuda da güvensizliğini koruyor. Vatandaşlar özellikle Çarşı içi gibi Çanakkale’nin eski bölgelerinde yer alan yapıların tedirgin edici olduklarını söyledi.
İzmir’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem, yıkıcı bir etkiye neden oldu. Yanı başındaki bina yıkılmadan, belli başlı binaların yıkılması ihmalkarlığı ve o binaların bu zamana kadar neden boşaltılmadığını akıllara getirdi. Gündem Gazetesi olarak Çanakkalelilere, deprem konusunda kendinizi Çanakkale’de huzurlu hissediyor musunuz diye sorduk. Aldığımız cevaplar farklılık gösterdi.
Hacer Yavaş: Dört katlı bir binanın en alt katında çalıştığını belirten Hacer Yavaş, deprem anında sarsıntıyı oldukça fazla hissettiğini söyledi. Benzer bir depremin Çanakkale’de yaşanmasından tedirgin olduğunu, kentin deprem kuşağında yer aldığını bu sebeple yüksek hasarlı olacağını düşündüğünü söyledi. Yaşadığı binada herhangi bir çatlak meydana gelmemesinden dolayı çalıştığı binaya oranla daha güvende hissettiğini ekledi. Depremden etkilenenlerin de en kısa sürede normal hayatlarına dönmesini umut ettiğini bildirdi.
Hamdi Yiğit: Depremi dışarıda Kepez civarında hissettiğini bunun Gökçeada açıklarında yaşanan bir deprem olduğunu düşündüğünü belirtti. Ailesinin dörtte üçünün Buca’da yaşadığını, kendisinin de ayın yarıdan fazlasını İzmir’de geçirdiğini söyledi. Kızının, eşinin ve torunun depreme Buca’da dördüncü katta yakalandığını belirtti. Çanakkale’nin yeni bir yapılanmaya sahip olduğunu, 1975 yılından önce yapılan binaların incelemeye tabi tutulup dayanıklı olmayanların yıkılmasının doğru olacağını ve çocukların ölmemesi için, yeni yapılmış ve yapılacak olan binalarda da yapı denetim firmalarının daha sıkı çalışması gerektiğini düşündüğünü bildirdi. Çanakkale büyük şehirlere oranla deprem anında daha fazla kaçış alanına sahip dedi.
Yusuf Öztürk: Çanakkale’de yaşadığı ev bakımından kendisini güvende hissettiğini, yaşadığı binanın yeni olmasının güven verici olduğunu söyledi. Çanakkale’nin deprem bölgesi olması sebebiyle, düzenli olarak DASK sigortasını yaptırarak da tedbirini aldığını belirtti. Büyük şehirlere oranla kaçış alanı bakımından Çanakkale’nin avantajlı durumda olduğunu söyleyen Öztürk, özellikle Esenler Bölgesi, yapılaşma olarak da açıklık alan olarak da güvenli dedi.
Ülken Patat: 99 depreminde enkaz altında kalan Patat, her depremde acısının yenilendiğini belirterek özellikle depremzedelerin kare kare fotoğraflanmasının üzücü olduğunu söyledi. Çarşıda kaçış noktası olan bir yer var mı sokaktaki tüm esnafa sorun bilen yoktur dedi. Depremin değil binaların öldürdüğünü vurgulayan Patat, ne kadar can kaybından sonra müteahhitler, denetim firmaları, yerel yönetimler taşın altına elini koyacak? diye sordu. Japonya’yı örnek göstererek aynı derecede sarsıntıda insanlar çalışmaya devam edebiliyorken, biz çoluk çocuk perişan oluyoruz dedi. Bu binalarla ilgili bir çözüm üretilmedikçe sadece şehir isimlerinin ve kurtarılan ya da hayatını kaybeden insanların isimlerinin değişeceğini vurguladı.
Zeynep Altay: Çarşı bölgesinde kitapçı işleten Zeynep Altay, çarşı bölgesinde binaların oldukça eski olmasının tedirginlik yarattığını söyledi. Tarihi eser niteliğinde olanların restorasyon çalışmasıyla olmayanlarınsa yıkılarak ya da kolonlar güçlendirilerek güvenli hale getirilmesi gerektiğini düşündüğünü bildirdi. Özellikle çarşı bölgesinde deprem anında kaçabileceği bir kaçış alanı ya da açıklık alan olmadığını söyledi.
Ş. Ezgi Tuncel
