Ziraat Mühendisleri Odası, Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi, İda Dayanışma Derneği, ADD Çevre Komisyonu ortaklığında, dün Koza Maden A.Ş ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Serçiler ve Terziler Köyü civarında devam eden çalışmalarla ilgili yapılan açıklamada, “Bu proje başlı başına ekolojik bir yıkımdır” ifadeleri kullanıldı.
Dün, saat 12.30’da Ziraat Mühendisleri Odası’nda bir basın açıklaması yapıldı. Ziraat Mühendisleri Odası, Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi, İda Dayanışma Derneği, ADD Çevre Komisyonu ortaklığında yapılan açıklamanın konusu Koza Maden A.Ş tarafından sürdürülen proje oldu.
Basın açıklamasında, “Atikhisar Barajı yüzde 38,7 sulama, yüzde 50,7 taşkın ve yüzde 10,6 içme suyu amaçlı olup, ÇED alanı Atikhisar Barajı’nın güneydoğusundadır ve baraj gölüne en yakın noktadan kuş uçuşu mesafesi yaklaşık 3 km ‘dir. Bu kapsamda içme- kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğe göre, Atikhisar barajının uzun mesafeli koruma alanı içinde planlanmaktadır.
“Hukuka aykırılıklar içermektedir”
Projenin gerçekleşmesiyle etkilenecek alan, başta İçme Kullanma Suyu Havzalarının Korunması ve Sulak Alanların Korunması Hakkında yönetmelikler kapsamında hukuka aykırılıklar içermektedir. Sadece 15 km yarıçaplı dairesel alanda başka işletmelerinde olduğu düşünüldüğünde kümülatif etki bazında Atikhisar Barajı Havzası pek çok tehdit ile karşı karşıyadır.
Bu noktada ekosistemi besleyerek akan derelerden şu an da tek bir damla su Atikhisar Barajı’na ulaşmamaktadır. Kurdun, kuşun börtü böceğin içeceği sulara da sondaj çalışmalarında kullanılmak üzere şirket tarafından şimdiden el konulmuştur.
“Su hakkımıza tecavüz etmektedir”
Bu anlamda şirket henüz çalışmaya başlamadan “su hakkımıza” tecavüz etmektedir.
Ayrıca ÇED raporunda belirtilen tarım arazilerinin korunacağı şeklindeki beyanı köylünün arazilerinin kamulaştırılacağı tehdidi ile kolayca bertaraf etme politikasına dönmüş ve bu anlamda tapuda yoğun işlemler görülmektedir. Bu arazi satışları sadece şirket ile çiftçiler arasında ki alışveriş işleminden ibaret değildir. Çünkü bu topraklarda artık tarım yapılamayacak, tamamen madencilik faaliyetlerine bırakılacaktır. Uzun yıllardır uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu adeta iflas eden üreticiler şimdide şirketin insafına terk edilmektedir, bu alışveriş sağlıklı değildir bu alışverişte kaybeden sadece çiftçiler değil bu yöreden beslenen, su içen, hava soluyan herkestir.
“Üniversite sürekli suskun kalarak bu suça ortak olmaktadır”
Bu proje başlı başına ekolojik bir yıkımdır, doğal ve tarımsal ekosistemi parçalamakta ortak yaşam habitatını yok etmekte, bölgeyi yaşanmaz kılmaktadır. Ne yazık ki başta bilim adına konuşması gereken Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, su kaynaklarının önemli bir bölümünü kullanıyor olmasına rağmen tüm bu yaşananlara karşı sessiz ve tepkisiz kalmanın yanı sıra daha önce kurulmuş olan Kazdağları Araştırma Birimi’nide kapatmıştır. Üniversite sürekli suskun kalarak bu suça ortak olmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Tunahan Ünsal