“Ruh ve vicdan işi”

İDA Dayanışma Derneği, Kirazlı Balaban’da “pandemi ve orman” ilişkisi gerekçe gösterilerek çadırlı nöbete devam eden 4 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Açıklamada, “Mücadelemizin bir sahayla sembolize edilip daraltılamayacağını bunun bir Ruh ve Vicdan işi olduğunu hatırlatıyoruz” dendi.

İda Dayanışma Derneği’nin haberine göre; “İda Dayanışma Derneği olarak başta ekolojik haklar olmak üzere tüm sosyal haklarla ilgili mücadele vermekteyiz.  Ancak coğrafyamızdaki yoğun saldırılar bizleri özellikle son üç yıldır ekolojik mücadelelere sıkıştırmıştır. Burada da sadece toprağın, börtü böceğin, suyun yaşayıp var olması adına değil, işçi hakları, yerel kalkınma politikaları, kır-kent ilişkileri konusunda çalışmalar sürdürmekteyiz.”

“26 Temmuz 2019’da kentimizde Kent Konseyi Çevre Meclisi çatısı altında başlatılmış olan “Su ve Vicdan Nöbeti”’nde tüm üyeleri ile birlikte aktif rol almış ve bir fiil sahada çalışmıştır. Su ve Vicdan Nöbeti eyleme başlarken ortak bir karar almıştı, hiçbir örgütlü yapının bayrak,flama ve pankartı açılmayacak ve nöbetin işleyişi ortak kararlarla yürütülecekti. Nöbet eylemi aktif, fiili bir eylemdir. O nedenle bir koordinasyon tarafından koordine edilmelidir. Su ve Vicdan Nöbeti’nde gereklilik içinde oluşturulan koordinasyonda da İda Dayanışma Derneği yerini almıştır. Yıllardır var olan mücadele Su ve Vicdan Nöbeti ile taçlandırılmış ve 18 Ağustos’ta Fazıl Say konseri ile de görünülürlük, farkındalık oluşturma ve her kesimce tartışmaya açılan madencilik kavramının var olmasına zemin hazırlamıştır. Nöbet süresince ilginin elbetteki normal bir süreç olarak azalması ve sonrasında şirket ruhsatınında yenilenmemesi ile konaklama gereği kalmamıştır. Ancak bir grubun bu eylemliliğin devamının doğru kabul edilmesi ile de konaklamaya devam etmiştir.”

“MÜCADELE VAR OLUŞ MÜCADELESİDİR”

“İda Dayanışma Derneği Kirazlı özelinde gelişen eylemlilik farklı yol ve yöntemlerle devam etmektedir. Süreç öncesinde ve sonrasında kır-kent ağları oluşması, üretici-tüketici ilişkisi güçlenmesi için “kooperatif” çalışmalarında yer almıştır. Paneller ve eğitim çalışmaları düzenlemiştir ve gelecek iş planında da bunlara yer vermektedir. Köylerde derneklerin kurulması için köy çalışmaları yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. RES projelerine karşı olmamakla birlikte uygunsuz yapılan RES lere karşıda davacı olmuştur, aynı zamanda diğer maden alanları içinde davacıdır. İda Dayanışma Derneği yerel örgütlerin ortak kararıyla alınan her kararda yer almış, üzerine düşen aktif görevi yerine getirmiş bunlarla ilgili bireysel açıklamalar yapmaktan da imtina etmiştir.”

“Mücadele var oluş mücadelesidir. Tarafımız, safımız bellidir. Eylem pratiklerimizi geliştirmekten ve daha sağlam adımlar atmaktan yanayız. İlettiğimiz mesaj bizim ve bizim gibi düşünenlerin kulağına değil ötesine geçmeli. O zaman bir başarı sağlanabilir ve yol alınabilir. Bu anlamda mücadelemiz bir alan hakimiyeti kurmak, bir ön alma çalışması yapmak değildir. Mücadele ortak bir zeminde güçlü kılınabildiği ölçüde başarı getirmektedir. Su ve Vicdan Nöbeti eylemi ve koordinasyonu bunu başarmıştır. Mücadelemizde tarihsel örnek almamız gereken bir eylemliliktir.”