Kaygı günlük hayatta çok kullandığımız bir kavram. Bu yazımda size KAYGI’nın temel dinamiklerini anlatmaya çalışacağım. Kaygının biyolojik, psikolojik, toplumsal ve çevreden kaynaklanan sebepleri vardır.
1-BİYOLOJİK olarak bedenimizde bir ağrı, acı varsa bu kaygıya neden olur. Bedenimizin sağlıklı işlememesi şeker, tansiyon, kilo, hareketsizlik biyolojik olarak kaygıya sebep olur.
2-PSİKOLOJİK olarak ise etkileyen faktörler daha çoğunlukta.
-Tehdit algısı; çevremizde bir tehdit algılıyorsak bu kaygıya sebep olur. Arkamızdan iş çeviren kişiler. Ekonomik kiriz. Bazı kişiler devamlı çevresindeki tehditlere odaklanırlar. Kaçınırlar, kaçarlar, savunma mekanizmalarına odaklanırlar. Her şeye bana bir zarar gelir mi diye baktığımızda kaygı kaçınılmaz olur.
-Olasılıklarla geleceğe gitmek; kafamızda olayları bir senaryo çizerek gelecekte olacakmış gibi düşünüp kaygılanmaktan bahsediyorum. Kafamızda kurmak. Kurduğumuz kötü senaryodan etkilenip kaygılanmak. “şimdi bu çocuk oraya gidecek, ona orda bir şey içirecekler, kötü insanlarla tanışacak …..” gibi.
-Zayıflık; yani ben yapamam demek. Özgüven eksiliği kaygı sebebidir.
-Performans kaygısı; gireceğimiz bir sınav, yapacağımız bir sunum, ya da bir yarışma öncesi girdiğimiz durum.
-Zaman denetimi; zamanı verimli kullanamamak, zamanı yönetememek kaygıya sebep olur.
-Mükemmeliyetçilik; mükemmeliyetçi düşünme bicimi her zaman kaygıyla yaşamamıza sebep olur.
-Eşik darlığı; yani çok sıkı, katı kurallarımızın olası, esmek olamamak da kaygının önemli bir sebebidir.
3-TOPLUMSAL nedenlerden de kaygılarımız oluşabilir.
-Rezil olma korkusu, toplum içinde rezil olma korkusu, beceriksiz görünme korkusu kaygımız arttırır.
-Dışlanma; yine arkadaş çevremizden dışlanma, okulda ya da iş yaşamında dışlanmaktan korktuğumuz zamanlar kaygılanırız.
4-ÇEVRESEL nedenler; bazen gerçekten kaygılanacak gerçek bir neden ya da olay vardır. Deprem bölgesinde sağlam olmayan bir evde oturuyorsak kaygılanmamız normaldir. Objektif bir tehdit varsa kaygılanmak gayet normal ve gereklidir.
Ama çoğu kaygımızın sebebi objektif gerekçelere dayanmaz. Onun için öncelikle fark etmemiz gereken şey bizi kaygılandıran şeyin gerçekçi olup olmadığı. Gerçekçi değilse neden bende bu kaygıyı yaratıyor sorusunu sormak. Burada büyük ihtimalle çocukluk yaşantılarımızda olumsuz anılarımız ve bu nedenle oluşan kendimizle iligili olumsuz inançlarımız neden olarak çıkacaktır. Başka bir değişle anne babaların çocuklara öğrettiği kaygılar. Aklımızla bunu kaygıyı yenmeyi başaramıyorsak da tabi ki profesyonel yardım almak. Gerçekçi olmayan kaygıları kendinize yük edinmeyin çünkü sizi farkında olmadan çok yorar. Görüşmek üzere..
Kaynak: Optimum Denge Modeli-Tamer Dövücü