Çok yazdık, çok şey söyledik… Koronavirüs şüphesiz ki bizden çok şey aldı ama çok şey de öğretti… Virüs sürecinde kazanımlarımız oldu.
11 Mart’ta ilk görüldüğü günden bu yana hiçbir şey eskisi gibi olmadı. İlk vakanın üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, vaka sayıları aynı hızda artmaya devam ederken, iyileşen hasta sayılarındaki artış ise moral olmaya başladı. Sağlık sistemi kötü olan hatta sistemsizlik içerisinde olan Avrupa ülkelerine nazaran süreçle bir anlamda baş ediyor oluşumuz ise güzel için kurduğumuz hayalleri güçlendirdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde, kafalarda binbir soru vardı. Bayram nasıl kutlanacak? Balkondan bayram mı kutlanır? Kortej yapamayacağız! Çoluk-çocuk, bahar günlerinde 7’den 70’e sokaklarda olamayacağız….
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, sorulara rağmen, bayram için hazırlıklar günler öncesinde başladı ama bir farkla… Hazırlıklar tarihi görüntüler ışığında, evlerde yapılmaya başlandı. Kırtasiyelerden alınan veya evlerde hazırlanan afişler, bayraklar camlara asıldı… Şehrin sokaklarına, caddelerine bakan balkonlar canla-başla süslendi. Çocukların bayram hazırlıklarına büyüklerde ortak oldular ve aileler birlik içinde bayramı bekler hale geldiler. Beklenen gün geldi, çattı. Tarihler 23 Nisan 2020’yi gösterirken, koronavirüs belası ise gölge gibi tüm Türkiye’nin üzerindeydi.
Gün boyunca yerel idarelerin organizasyonları ile sokaklar şarkılarla yankılandı… Emniyet güçleri birçok ile kortej yaptı ve adeta özlediğimiz stadyum günlerindeki kortejleri bir anlamda bizlere hatırlattılar. Asıl bayram ise akşam saatlerinde yaşandı ve 23 Nisan adeta kabus günlerinde bayram gibi geçti.
Saatler 21.00’i gösterdiğinde, tüm Türkiye balkonlardaydı. Türkiye hep bir ağızdan, İstiklal Marşı’nı gururla söyledi. Türk bayraklarını balkonlardan sallayan kollar bir an olsun yorulmadı. Marş söylendikten sonra ise balkonlarda bayram coşkusu saatlerce sürdü, ışıklar uzun bir süre kapanmadı. Türkiye milli bayramları konusunda ne kadar hassas olduğunu, Cumhuriyet değerlerine ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha dünyaya göstermiş oldu.
Ulusal Egemenliği, 100 yıl önce başarmıştık ama bu günlerde ulusal birlikteliği de başardık.