Koronavirüs ilk olarak Türkiye’de 11 Mart’ta görülmüş ve daha sonrasında vaka görülen kişinin çevresi de dahil olmak üzere hızla yayılmıştı. Yayılım hızı bir hayli artarak, önce 500’er sonra biner daha sonra üç biner şeklinde katlanarak arttı. Ölüm sayıları her geçen gün artarken, hayatını kaybedenlerin bir can olduğu zaman zaman unutuldu.
Hunimi kafama taktım!
Sosyal medyada dün yapılan bir paylaşımda, gerçek ismi paylaşmayacağım, İstanbul’da 75 yaşındaki teyze için önlemler alındı. 75 yaşındaki teyzenin virüse yakalanmaması için ailesi kendisini evden soyutladı. Ev için alınan malzemeler teyzenin kapısına bırakıldı, eve girmeyen aile üyeleri balkondan birbirleri ile haberleştiler. O günlerde aynı binada yaşayan bir başka 60’lı yaşlarında teyze, umrenden gelen bir yakını ile temas kurdu. O temastan sonra bizim 75 yaşındaki teyzemize komşuluğa gitti. O komşuluk ziyareti sonrasında ne olduysa oldu, iki teyzenin de koronavirüs testi pozitif çıktı. Komşuluğa gelen 60 küsür yaşlarındaki teyze virüsü yendi, o ailesinin üzerine titrediği, ailesinin görüşmemeyi göze aldığı 75 yaşındaki teyze hayata gözlerini yumdu. Durum bu kadar ciddiyken, koronavirüs günlerinde komşuluk ilişkisi olur mu ben bir yanıt bulamadım, hunimi kafama taktım. Malum havalar soğuk üşütmemek için…
Ola ki yasaklar kalktı…
Günler öncesinde koronavirüs tedbirleri kapsamında, üç kişinin yan yana gelebileceği tüm alanlar kapatıldı. Kafeler, kahvehaneler, kıraathaneler, pastaneler, barlar, kulüpler, diskolar, pavyonlar… Gündelik ve sosyal alışkanlıkları değişen Çanakkale halkı evlerine kapandı. Zaten dışarıya çıksak da nereye gideceğiz derken, aylardır sosyal hayatını evde sürdüren halk, havaların ısınmasıyla birlikte bir kıpır kıpır olmaya başladı. Güneş kendisini gösterdikçe, artık virüs belasından bunalacak olan Çanakkaleliler, acaba yasaklar kalktıktan sonra ne tepki verir?
Bir anda tüm açılan mekanlara doluşulur mu, yoksa virüs tehlikesi daha yeni geçti, biz biraz temkinli olalım mı denilir, yaşayıp göreceğiz…