1990’lı yılallardı. Perşembe günü oynanan çift kale antreman maçını bile 1500- 2000 taraftar izlerdi. Pazar günü yapılan maça ortalama 10-15 bin seyirci gelirdi. Belki iletişim, sosyal hayatın kulvarı bugün olduğu gibi çok geniş değildi. Çanakkalespor futbol takıma da başlı başına bir sosyal hayat etkinliğiydi. Bugün 30-35 yaş üstü çok iyi hatırlayacaklardır o günleri. Ramazanda tombala oynatılır, Cuma gününden başlanıp hafta sonları deplasman için esnaflardan katkı toplanırdı.
Şehir dışından gelen futbolcular çok az sayıdaydı. Esnalar, oyuncuları paylaşır sırayla yemek verirlerdi. (Hatta bir defasında oyuncunun birisi kebapcıya düşmüş, ‘tuvalete gidemez oldum. Lütfen biraz da sulu yemek dağıtan bir lokantada karnımı doyurayım’ diye günün espri konusu olmuştu) Herkes tanıdık, herkes paylaşımcıydı. Öyle parası olanlardan yönetim kurulmazdı. Kiminin parası, kiminin saygınlığı, kiminin iş bitiriciliği ve işin içinden gelenlerden yönetim oluşturulurdu. Gönüllülük esastı.
Kısacası futbol endüstrileşmemişti. Hem milli hemde yerliydi. Sövsek de, dövsek de, övsekde hepsi bizim çocuklarımızdı.Toplum çıkarı, şehir çıkarı ön plandaydı. Kişisel çıkarı olanlar hemen izole edilir, gruplardan uzaklaştırılrdı. Bu takımda ter dökenler, bugün hala aramızda ve bir kenarda, kendi başlarına geçimişi yaşıyorlar. O isimlerden yararlanmayı düşünmüyoruz. Artık futbol yerel renk, tat, sosyalleşme, aktivite olmaktan çıkmış, siyasallaşmış ve tamamen bireyselleşmiş durumda.
Not: Yönetici (Genel Kaptan) başta olmak kaydı ile isimleri ben yazmıyorum. Çünkü tümü aramızda. Tanıyor olmalısınız.
[tie_slideshow]
[tie_slide][/tie_slide]
[tie_slide][/tie_slide]
[tie_slide][/tie_slide]
[tie_slide][/tie_slide]
[tie_slide][/tie_slide]
[/tie_slideshow]