Güzel bir deyimimiz vardır.”Bir deli, kuyuya taş attı. Elli akıllı çıkaramadı”.Geçen haftanın gündemi, Emeklilerdi. Muhaliflerin muhalifi bir televizyon kanalının, Bahçeli ve Erdoğan düşmanı sunucusu, ortaya bir laf attı. Neymiş? Emeklilerin maaşından kesinti yapılacakmış. Bayram ikramiyeleri de kalkacakmış. Bizim Elazığ’da bir söz vardır:”Deli söyledi, akıllı inandı”.Genci, yaşlısı, ıcığı, cıcığı bu yalana hemen sarıldı. Sosyal medya patladı. Mal bulmuş mağribi gibi, saldırılar had safhaya ulaştı. Yazılanlara bir bakar mısınız?”Bu insanlar, Emeklilerden ne istiyorlar? Zaten bunlar kendilerinden başka kimseyi düşünmüyorlar. Emeklilerden keseceklerine, kendi maaşlarını azaltsınlar”. Vay anam vay. Bu yalanlar, arşı alaya çıkınca, Sosyal Güvenlik Kurumu açıklama yapmak zorunda kaldı. Böyle bir şeyin olmadığını, herhangi bir çalışma bulunmadığını, televizyon programında söylenenlerin, gerçeği yansıtmadığını duyurdu. İnsan Allahtan korkar. Emeklilerin duyguları ile niçin oynarsınız? Reyting uğruna, uyduruk haberler yapıyorsunuz. Peki, attığınız yalanlar ortaya çıkınca, yüzünüz kızarmıyor mu? Aynı ekrandan özür dilemek gibi, erdemli bir davranış yapmayı düşünmüyor musunuz? Ya sizler? Bu Âdemoğluna inanıp da, sosyal medyada bol keseden atanlar. Sus, pus oldunuz. Sesiniz kesildi. Karadenizlinin dediği gibi,”Ne oldi şimdi?”Bakınız. Bizler emikli bir memur olarak, müktesep hak denilen bir hakkın geri alınmayacağını bilenlerdeniz. Zaten, kıt kanaat geçinen emeklilerimizden kesinti yapmak, hangi iktidarın yapabileceği bir iştir? Bu bindiği dalı kesmekten başka bir şey değildir.
KAHKAHA
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu:- Kim o?İçlerinden biri, kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra, bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi:
– Kim var orada? İkinci deli cevap verdi:- Bir kedi daha
****
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle, saatte 160’la uzunca bir süre yol aldıktan sonra, benzincinin önünde durdular. Arabayı süren;- Yüz bin liralık dedi. Süper olsun. Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra;
– Gidin işinize be! Diye bağıdı. Sizin cıvatalarınız gevşek!
İkincisi, araba kullanana döndü- Gördün mü? Araba masraf kapısı açtı bile!**** Deli, kahveye girdiğinde soluk soluğaydı. Boş bir masaya oturup ocağa seslendi;- Bana bir çay! Çay geldi, şekerleri atıp karıştırdı. Garsondan yine şeker istedi. Onları da atıp karıştırdı, yeniden istedi. Garson;- Sekiz şeker koydun çaya, dedi şaşkın şaşkın,- Koydum ama işte görüyorsun, hepsi eriyor! Sağlıcakla kalınız.