Cuma akşamı olmuş, insanlar mesailerini bitirmiş, okul yarıyıl tatili ile hafta sonu tatilini tam birleştirecekleri gece Elazığ’dan acı haber geldi. Önce 6.8 ardından revize edilmiş haliyle 6.5 şiddetinde denildi.
Türkiye coğrafi olarak üç tarafı denizlerle çevrili, neredeyse her bir bölgesi deprem kuşağı içerİsinde bir alana sahip. Bizler, deprem gerçeğini sık sık uyarılmamıza karşın unutuyoruz. Halbuki vergisini de kesintisiz ödüyoruz ama yine de unutuyoruz. Belki halkımız unutmuyor. Fakat karar verici ve alıcı makamında oturanlar çok unutkan oluyor.
Meclislerde (İster Belediye Meclisi, isterse İl Genel Meclisi) görev yapan seçtiklerimiz, bina yapım kararları alınırken, kat artışları görüşülürken, bizzat çok tanık oldum vicdanları ile cüzdanları arasında gidip geliyorlar. Kişinin vicdanı cüzdanına yakın olunca da ne deprem gerçeği, ne kent yapılaşması, ne de doğa hiç umurlarında olmuyor.
6.8 ya da 6.5 ile sarsılan Türkiye’de, şimdi her akşam isminin önüne uzman yakıştırması yapılanlar ağızlarından salyalar akarak yine vicdan ve cüzdanları arasında gidip gelirken bizleri uyutmaya çalışacaklar. Niçin bu işin uzmanlarının yaptıkları uyarıları, siyaseten işimize gelmiyor diye dinlemeyiz? Niçin rant uğruna deprem toplanma alanlarını bile inşaata açarız? Seçilmiş isimler, karar vericiler ve uygulayıcılar, Allah aşkına bir kez vicdanınızın sesine kulak verin de şu güzelim memleket yaşanır, günahsız gariban insanlar da yaşar olsun.
Elazığ depremi bizlere son ders olsun. Bunun üzerinden siyaset yapmayalım. Empati kurup, birbirimizi anlamaya çalışalım. Belediye Başkanları, Valiler, Milletvekilleri, meclis üyeleri, bir araya gelsin de geleceğimizi ve yaşadığımız kentleri her türlü doğal afete hazır hale getirelim. Birey olarak da önce evlerimizde kendimizi bu şartlara hazırlayalım, sonra da bu ortak değerlere uymayanları, cüzdanını düşünenleri bizim adımıza iş yapacak diye seçmeyelim. Genel Başkanları diretse bile…
Sayın Turan gereğini yapıyor…
Hafta sonu AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Bülent Turan’ın Biga’da ve baba ocağı Lapseki’de bir dizi programı vardı. Meslektaşlarımızla bizler de programları izledik.
Uzun süredir bu mesleğin içerisindeyim. İşini severek, isteyerek başarılı olmuş çok kişi tanıdım. Bir insan, işini severek ve isteyerek yaparsa mutlaka başarılı oluyor. Yaptığı işin mesleğin ne olduğu çok önemli değil. Yeter ki işini severek yap. Sayın Bülent Turan da bu isimlerden birisi. Biga’da kamp kurdu, seçimi aldı. Şimdi Biga için Turizm kartını açtı. İşi bilmek bu olsa gerek. Çünkü Biga’nın sanayisi, tarımı, hayvancılığı zaten üst düzeyde. Eksik olan ayağı da tamamlamak istiyor. Biga için önemli bir kazanç.
Sayın Turan’ı Sayın Muharrem Erkek’le kıyaslamak istemem. Tabii ki de konumları çok farklı. Fakat tek bir dip notunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Yerelde partisi iktidar olan Sayın Muharrem Erkek, niçin siyasi düşünüyor da ekibi ile kulvarları ayırmaya çalışıyor. Bunu anlamış değilim. Gerçekten siyaset mi yapmak istiyor yoksa kapalı kapılar ardında tüm anlaşmalar yapıldı da kulvar mı temizliyorlar.
RES’i kimler takip ediyor?
Çan-Kirazlı bölgesinde kurulacak olan RES işini kimler takip ediyor? Kimler kimlere baskı yapıp bu işin bir an önce hayata geçmesini istiyor. Eyy siyasetçiler, tek başınıza oyun kurmaya kalkmayın. Biraz da bürokratları dinleyin mi dememiz gerekiyor. Hele bir oylamalara geçilsin bakarız kimin kiminle iş tutmuşluğuna…