20 yıla yakın bir süredir Türkiye’yi yöneten AK Parti, artık son viraja girmiş gibi gözüküyor.
Önceki günü Fatih Altaylı’nın “Teke tek” programına çıkan Ali Babacan’ı izledim.
Satır aralarına önemli mesajlarını iyi serpiştirmiş gördüm.
Parti Programı için “İlkeler ve Değerler” sözcüğünü çok kullandı.
Din, dil, etnik kökenin hiç önemli olmadığının üzerine basa basa söylemesi önemliydi.
En az bunlar kadar bir başka önemli konu da “Önce insan”, “Özgürlük ve hukuk” söylemleri…
Bu söylemlerle de toplumun sosyal demokrat kesimine seslenmek isteniyor olması.
Geçmişin 4 eğilimli Anavatan partisini hatırlayanlar, bu eğilimi iyi bilirler.
12 Eylül baskıcı rejiminin ardından insanlara demokrasi nefesi vermeyi hedeflemişti ve seçimleri de başarıyla bitirmişlerdi.
Ali Babacan, Fatih Altaylı’nın sorduğu her soruya net, bağırmadan, sesini yükseltmeden yanıt verdi.
İkilinin soru cevap sırasında en fazla dikkatimi çeken bir başka nokta da gençlerden, gençlikten söz etmesi oldu.
Sayın babacan’ın sakinliği de ayrıca dikkat çekiyor.
Nedense, bağırıp – çağıran siyasetçilere alışmış olmamız da buna neden olmuş olabilir.
En iyi bildiği konu olan ekonomiden çok söz etmemesi ilgimi çekti.
Partisinin kuruluşu için tüzük ve programdan çok, sistemden söz etmesi de önemliydi.
İşin yerel boyutuna geldiğimizde de kimlerin ve hangi isimlerin bu yeni kurulacak olan partilerde yer alacağı önemli.
Özel kanallardan öğrendiğimiz kadarıyla Çanakkale için önemli bir isim ve siyasi aktör olan Ersümer ile üst düzey kurmayların görüşüyor olması.
Sayın Ersümer’in rol aldığı ya da alacağı bir siyasi parti, Çanakkale genelinde ve özelinde en iyi örgütlenen parti olacaktır.
Sayın Ersümer’in dışında yeni partilere girecek isimler içerisinde CHP, AKP ve MHP’de de siyaset yapmak isteyip de alan bulamayan isimlerin yer alması bekleniyor.
Son günlerde CHP içerisindeki kısır çekişmelerden bunu anlamamız çok kolay.
Ak Parti de bu konuda her gün ayrı bir uygulama ile (en azından Çanakkale’de) harakiri yapıyor.
Şu günlerde mevcut kısır ve aynı isimlerin sahne aldığı siyasette yeni isimlerin ve yeni partilerin heyecan yapmasını gözlüyoruz.
Sayın Davutoğlu ile başlayan bu heyecan, Ali Babacan’ın hareketi ile doruk noktasına çıkacağa benziyor.