Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“O bizim ‘Helikopter Amcamız’dı!”

Kale Grubu 62’inci kuruluş

Kale Grubu 62’inci kuruluş yıl dönümü etkinliklerine katılan Çan Belediye Başkanı Bülent Öz’ün günün anlam ve önemine dair yaptığı konuşma, uzun süre ayakta alkışlandı. Öz, 2016 yılında hayata veda eden Kale Seramik Fabrikaları Sahibi Hacı İbrahim Bodur’u anarak “Çocukluğumuzda, Çan semalarında bir helikopter görünce ‘Helikopter Amca’ geçiyor derdik. Çünkü o helikopterdeki adamın 62 yıl önce kurduğu fabrika, bizim için evimizde daha fazla şeker, daha fazla pirinç demekti, yağ demekti. Bayramlarda verilen şalvarlık kumaş, ayakkabı demekti. Fabrika, boğazımızdaki lokma demekti. Bu yüzden bizlerin İbrahim Bodur’a olan borcu, minnettimizden çoktur. O, ‘bodur’ diye bilinip ‘dev’ diye anıldı. Bu topraklarda kazandı, bu topraklara harcadı, bu topraklara dönüştü. Allah ondan razı olsun” ifadelerini kullandı. Bu anlarda oldukça duygulandığı görülen Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise Bülent Öz’ün yanına gelerek elini sıktı.

Çan Belediye Başkanı Bülent Öz, Kale Gurubu 62’inci Kuruluş Yıl Dönümü etkinliklerine damga vuran bir konuşma yaptı. Bizzat kendisinin kaleme aldığı satırlarla Kale Grubu Sahibi Merhum İş Adamı Hacı İbrahim Bodur’a minnetini dile getiren Bülent Öz’ün adeta bir mektubu andıran konuşmasını, bütün salon pür dikkat ve dolu gözlerle dinledi.

İşte uzun süre ayakta alkışlanan o duygusal konuşmadan bazı satır başları…

“Burada bulunan her insanın gözü burada olmayan bir insanı arıyor, o insan ki ruhu burada dolaşıyor. Kim bilir bu alanın neresinden bizi izliyor? Hacı İbrahim Bodur’dan bahsediyorum. Daha doğrusu İbrahim amcamızdan, İbrahim dedemizden bahsediyorum.”

“Bir avuç topraktan koca bir kale yarattı”

“Bana İbrahim Bodur’u anlat deseler, toprağı anlatırım. O, bu topraklarda doğdu, bu topraktan değer üretti, sonra da dünyanın her karış toprağında iz bıraktı. Seramik topraktandır. O, doğduğu topraklardan, o bir avuç toprakla seramikten koca bir kale yarattı. O, bu topraklarda kazandı, bu topraklarda harcadı, bu topraklarda yaşadı ve bu topraklara dönüştü. Allah ondan razı olsun.”

“Onu anlamak, bacanın tütmesinin sırrını anlamaktır. O, dev olsa da devler aynasından bakmadan, gök kubbede hoş bir seda bırakıp gitti. Şimdi bir köy yolu üzerinde, akan bir çeşmede, bir liseli gencin umudunda, bir çocuğun sünnetinde, bir ustanın emekliğinde, bir okulun duvarında, bir işçinin duasında o var.”

“Asıl o bize hakkını helal etsin…”

“Erhan isimli Çanlı bir esnaf bir gün İbrahim Bodur’la sohbet eder. Esnafımız, ‘ben, eşim, kız kardeşlerim, annem, babam hepimiz sizin fabrikanızdan ekmek yedik, bize hakkınızı helal edin’ der. Bodur, esnafımıza ‘annen baban annen yaşıyor mu?’ diye sorar. Erhan esnafımız, ‘Babam vefat etti ama annem hayatta’ der. İbrahim Bodur ise ona ‘Annene söyle, bana hakkını helal etsin’ der, ‘Sakın unutma’ diye de tembih eder. Erhan esnafımız, bunu annesine anlattığında ise annesi önce hakkını helal eder ve sonra ona şöyle der, ‘Oğlum bizde onun daha çok hakkı vardır, inşallah o da bize hakkını helal eder.”

“Milattan önce bir İbrahim vardı, milattan sonra da bir İbrahim oldu!”

“Milattan 2 bin yıl önce Hz. İbrahim vardı. 2 binli yıllarda da bir İbrahim vardı. Onun sofrası da bir İbrahim sofrasıydı. Soyadı bodurdu lakin azametliydi, kudretliydi. O ‘Kale bodur, seramik budur’ cümlesini tüm Türkiye’ye ezberletti. Bizse şimdi diyoruz ki ‘İbrahim bodur, insanlık budur!’ Bodur diye bilinip dev diye anılmak nedir? Şans eseri mi insan dev olur, hesabındaki paralar mı seni büyük yapar? Yoksa senin için atan kalpler mi seni büyük yapar? Biz ondan şunu öğrendik; çokça paraya değil çokça kalbe dokunan büyüktür. Kırıp geçen değil, icat eden büyüktür. Mirasın büyüklüğü değil mirasçıdır asıl olan. Bir kızın ve damadından daha fazlası sana ‘baba’, torunlarından daha fazlası sana ‘dede’ diyorsa büyüklük budur. 62 yıl önce o büyük adam, toprağa işine ve inancını azmini kattı. Ve şimdilerde bu bacadan çıkan duman bize çok şey öğretti. İnsan isterse Çan’dan Çin’e köprü kurabilirmiş. Ve kurdu da. ‘Ticaret bireyleri, sanayi toplumları kalkındırır’ diyordu. Ve bunu başardı. O sebepten, köklerden göklere yükselen o insana, borcumuz minnetimizden çoktur!”

“Helikopter Amca geliyor!”

“Çocukluğumuzda Çan semalarında uçan bir helikopter görünce, ‘Helikopter Amca Geliyor!’ derdik. Ve öğrendik ki, o helikopterdeki adam Türk uçaklarının motorunu yapabiliyormuş. Çocukken ‘fabrika’ demek, okutulan mevlitlerdeki külahlı şekerler demekti. Hele 27 Temmuz’larda konserde yer kapmak demekti. Televizyonda gördüğümüz sanatçıyı bizzat yerinde görmek demekti. Sonra başka şeyler öğrendik. Fabrika evimizde daha fazla şeker, pirinç, yağ demekti. Bayramlarda verilen şalvarlık kumaş, ayakkabı demekti. Fabrika, boğazımızdaki lokmaydı, geleceğe olan güvendi. Sonra sonra bize bir gurur geldi, biz Çanlıyız, şanslıyız dedik. Çünkü bizim İbrahim amcamız vardı.”

Zeynep Bodur, Öz’ü, yanına giderek tebrik etti

Bülent Öz, konuşmasını sona erdirdikten sonra tüm salon tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Bu esnada ise oldukça duygulandığı gözlenen Zeynep Bodur Okyay, Bülent Öz’ün yanına gelerek hem kendisinin elini sıktı hem de duygu yüklü sözlerinden dolayı tebriklerini sundu. Zeynep Bodur’un ardından ise eşi Osman Okyay’ın da Öz’ü tebrik ettiği görüldü.

Esra Çanlı

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech