Türkiye İstatistik Kurumu, geçen yılın Hanehalkı Tüketim Harcaması istatistiklerini yayımladı. Bu istatistiklere göre gelirimizin en büyük kısmını konut ve kiraya harcıyoruz.
Yani başımızı sokacak bir yer bulabilmek için elimizde avucumuzda ne varsa veriyoruz.
Ve üstelik daha kış gelmedi.
Niye kış gelmedi dedim?
Çünkü Çanakkale’de kiraları öğrencinin gelişi belirler.
Sanki öğrenci dediğin ayrı bir yaşam formuymuş gibi kiralar birden iki üç katına çıkıverir.
Ülkenin ekonomisinin durumu ortada, işsizlikti hayat pahalılığıydı derken bence artık hepimiz kendimizi gerektiğinde kendi barınağını yapabilecek kıvama getirmemiz lazım.
Tabii ki belirli bir kesim olayı çoktan 3 oda 1 salon konseptinden çıkardı, kendi barınaklarını kendileri inşa ediyorlar ya da karavan-çadır gibi alternatiflere yöneliyorlar ama onların pek çoğunu bu yola iten entelektüellikleri.
Bizim gibi ne köylü ne kasabalı ne de şehirli olamayanlar için öyle şeyler zor.
Yine de asgari ücretin 2 bin lira olduğu bir ülkede ev kiraları bin liradan başlıyorsa biz de tez zamanda başımızın çaresine bakmayı öğrensek iyi olacak gibi duruyor.
Aynı istatistikten birkaç bilgi daha paylaşıp, konuyu kapatayım da sizin de hafta sonunuz benim gibi mahvolsun.
Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalardan en yüksek payı yüzde 23,7 ile konut ve kira harcamaları aldı, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı yüzde 20.3 oldu.
Hanehalkları, toplam harcamalarının yüzde 2.2’sini sağlık, yüzde 2.3’ü ise eğitim hizmetlerine yaptı.
Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı 2017’ye göre 0.6 puanlık artışla yüzde 19.7’den yüzde 20.3’e yükseldi. Çeşitli mal ve hizmet harcamalarının payı yüzde 4.4’ten yüzde 4.9’a, haberleşme harcamalarının payı yüzde 3.4’ten yüzde 3.8’e, lokanta ve otel harcamalarının payı yüzde 6.2’den yüzde 6.5’e, mobilya ve ev eşyası harcamalarının payı yüzde 6.3’ten yüzde 6.5’e, eğlence ve kültür harcamalarının payı ise yüzde 2.7’den yüzde 2.9’a çıktı.