31 Mart Yerel Seçimleri sona erdi. Başta kendi ilimizde olmak üzere birçok belediye başkanı koltuğundan oldu. Yeni çiçeği burnunda çok sayıda başkan da yeni koltuklarına oturdu. (Koltuk bulabilenler için geçerli cümle; Makam koltuğu bulamayan da var. Neyse konumuz bu değil.)
Yerel yönetimler toplumu dönüştürür. Bu kesin. Toplum yerel yönetimlerin yapacağı hizmetlere, vereceği kültüre göre şekillenecektir. Çanakkale genelinde bu görüş çok taraf bulmasa da Türkiye açısından son derece önemlidir. Hele seçimlerde büyük kentleri kaybeden siyasi parti temsilcileri, deve kuşu gibi kafalarını kumun içine gömer de önlem almazlarsa, iktidar yapılacak ilk seçimlerin ardından kökten değişebilir. SHP, 1989 seçimlerinin ardından bunu, farkında olmadan az da olsa başarmıştı.
Büyükşehir belediyelerini kazanan muhalefet partileri eskisi gibi değil. Sandığa da halkın sorunlarına da sahip çıkmaya başladı. Eskisi gibi öyle üst perdeden siyaset yapmıyor, hırçınlaşıp bağırmıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları, nasıl seçim kazanılır duygusunu yaşattılar. Uzun zamandan sonra muhalefet kendi arasında ve kendi sahasında top çevirmeyi, oynamayı öğrendi. Aksine AK Parti panikledi. Sertleşti ve hırçınlaşmaya başladı.
Böyle giderse ki öyle gözüküyor, Bülent Arınç’ın tarihi sözü “Allah verdikçe veriyor”, muhalefet için geçerli olmaya başlayacak. Bunu neden söylüyorum, şunun için… İktidar partisi yetkilileri kendi açısından sertleşmese bile atadıkları bürokratlar görev yaptıkları alanlarda toplumu hala ikiye bölmeyi sürdürüyor. Bu toplumun genleri, 4. Murat dönemini bile kabullenmemiş atalarından geliyor. Bunu iyi analiz etmek gerekir.
Aslında şunu da iyi bilmek gerekir. İktidarları hep paylaşımdaki adaletsizlik yıkmıştır. Şimdi büyük kentlerin belediyeleri el değiştirdi. Kaynakların kimlere ve ne karşılığı paylaşıldığı açıklanıp ortaya çıktıkça, kaynayan kazanın altına bir parça daha odun atılmış olacak. Benzer durum küçük belediyeler için de geçerli. Kimler kaynaklardan ne karşılığı yararlandı? Bunları yeni seçilen başkanlar, gün gün ortaya dökeceklerdir. Biz de el değiştiren belediyelerin borçlarını öğrenmeye başladık. Önümüzdeki günlerde Kepez ve Umurbey için tansiyon yükselebilir.
Yerelden genele doğru AK Parti için ciddi bir kaynak akışı kesilip, bu akış tersine dönünce, yeni tartışmalar, partiler içerisinde yeni oluşumların olması da kaçınılmaz olacaktır. Yeni sistem ilk seçimin ardından sorgulanmaya başlandı. Gün geçtikçe ve ekonomideki çıkmaz devam ettiği sürece daha da şiddetli sorgulanacaktır. Tek adam rejimi ve sistemi uzun sürmeyebilir. Ya da toplumu rahatlatıcı, hem ekonomik hem de siyasi yeni yasalar çıkabilir.
Ankara’dan gelen istihbarı haberlerin akışına bakıldığında önümüzdeki günlerde başta İktidar Partisi AK Parti olmak üzere çok önemli değişikliklerin yaşanacağı konuşuluyor. Parti içerisinde başkanlar değişirken, bürokratların da bundan nasibini alacağına kesin gözü ile bakılıyor. Bizim isteğimiz eğer yapılacaksa tüm bu değişikliklerin bir an önce gerçekleştirilip, artık 4- 4,5 yıl üretim ekonomisine geçip çalışmaya başlamalıyız. Beceriksizliğini, sandıktan çıkmış Sayın Milletvekillerinden, İl ve İlçe Başkanlarından daha fazla yaptığını gösteren sözde bürokratlardan da bu memleket bir an önce kurtarılmalı.
Üretmeden siyaset konuşmak, işin kolayına kaçmaktır. Üç tarafı denizlerle çevrili, ovası, platosu, kilometrelerce akarsularına, göllerine sahip bir memlekette soğana, patatese, süte, kıymaya muhtaç kaldıysak, şapkamızı da önümüze koyup iyice düşünmeliyiz. Bana göre 31 Mart seçimleri bu düşünmenin başlangıcı olur İnşallah.