Biliyorsunuz ki geçtiğimiz günlerde başlatılan kampanya ile hali hazırda yürürlükte olan bir uygulama daha da aktif hale getirildi.
Artık yaya geçitlerinde durmaya tenezzül etmeyen değerli araç sürücülerimiz, trafik ekiplerinin gözetimi altında olacaklar.
Düşünüldüğünde ülkemiz toplumu için gerçekten içler acısı bir durum aslında.
Bu ülkenin vatandaşlarının araç sahibi olanları, aracı olmayanlarının her türlü hakkını yasalar aksi yönde işaret etmesine rağmen tanımıyorlar, bunun üzerine devletimiz bu insanlara diyor ki; “Bak bu sefer artık gözüm tam olarak üzerinde. Kurala uyacak, yayanın yaşam hakkına saygı duyacaksın.”
Uygulamanın tamamen destekçisi olduğumu da belirteyim bu arada.
Netice itibariyle devletlerin asli görevlerinden biri de yasalar çerçevesinde vatandaşlarının haklarının korunmasını sağlamak ve kurallara uymayanları hizaya getirmek.
Önceki akşam gördüğüm şey ise değil trafik polisi; İçişleri Bakanı’nın kendisi bizzat da denetlese bizim insanımızın hakikaten iflah olmayacağını düşündürttü bana.
İskele Meydanı’na giden yol üzerinde, Anzac Otel’in az ilerisindeki yaya geçidinin tam da üzerine 35 plakalı bir araç park etmiş.
Bakın, yanlış olan şey yalnızca yaya geçidinin üzerine park etmiş olması değil; orası aynı zamanda duraklama ve park etmeye tamamen yasak bir yer. Hatta bu şahsın park ettiği yer Park Edilmez tabelasının tam da dibi.
Her ne kadar bu manzara umudumu kırmış olsa da sonrasında yolun karşısına geçerken araçların tamamı yaya yolunundakilere hiçbir zorluk çıkarmadı.
Eh bu da bir şeydir.
Ha bir de madalyonun öbür yanı var tabii. Yaya geçidi olmayan bir yerden kafasına göre yola fırlayan insanlarımız da var. Onlar da araç sürücülerinin haklarını kesinlikle hiçe sayıyor. Dolayısıyla cezayı da hak ediyorlar.
Belki de böyle böyle, belki biraz cezayla falan insanlarımız, başkalarının haklarına riayet etmeyi öğrenir.