Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TARİHTEN SAYFALAR

Şeyhülislam Molla Fenari, Bursa

Şeyhülislam Molla Fenari, Bursa kadısı iken, bir adam pazardan bir at satın almıştı. Fakat alış-verişten döndüğü zaman atın hasta olduğunu fark etti. Atı alıp sahibine iade etmek için, geri götürmeye karar verdi. Tam yola çıkmıştı ki; bu atı hasta olduğunu bile bile satan adamın, onu geri almak istemeyeceği, parasını iade etmekte zorluk çıkarabileceği aklına geldi.– En iyisi önce kadı efendiye gidip durumu izah edeyim. Atın hasta olduğunu bilirkişiye tespit ettireyim, ondan sonra adamın kapısına gideyim. Böyle yolu yordamıyla gidersem itiraz edemez, diye düşündü. Yolunu değiştirip önce mahkemeye gitti. Fakat mahkemeye gittiğinde görevliler ona:

-Molla Fenari bugün mahkemeye gelmeyecek. Yarın gelirsen onunla görüşürsün, dedi. Adam ertesi gün tekrar gelmek üzere evine döndü. Fakat hasta at o gece öldü. Adam bu duruma çok üzüldü. Çünkü artık ölü bir atı iade etmenin imkânı yoktu. Parası da yanmıştı. Yine de “Kadıya durumumu anlatsam bana bir yol gösterir mi?” diye ümit ederek, ertesi gün olanları Molla Fenari’ye anlattı. Molla Fenari, mağdur adama:– Senin zararını ben ödeyeceğim, dedi.

Adam bu işe şaşırmıştı.”– Niçin siz ödeyeceksiniz? Atın alım satımıyla hiçbir ilginiz yok ki?” dedi. Molla Fenari ise:– Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, o zaman duruma müdahale eder, atı geri verir, paranı iade ettirirdim. At da sahibinin elinde ölmüş olurdu ama yerimde olmadığım için at senin evindeyken öldü. Şimdi adama ölü atı iade etsem, adil olmadığımı iddia eder. Madem benim yerimde olmamam senin zararına sebep oldu, öyleyse benim bu zararı ödememe en uygunudur” dedi ve adama atın parasını ödedi.

KAHKAHA

Bazen, politikacılar birbirlerine girerler: “Alçak! Namussuz! Şerefsiz!” Küfrün bini bir para… Fıkra bu ya! Dünya savaşında, bir Alman asker ile bir Fransız asker tartışıyorlarmış… Alman kızmış: “Sizin askerler para için dövüşür, bizim askerler ise şeref için!”

Fransız gülmüş: “Öyledir, herkes kendisinde olmayan şey için savaşır!”

Sınıfta, anket yapmışlar, “Kim, ileride ne olmak istiyor?” diye… Çoğunluk politikacı olmak istiyormuş… Öğretmen sesini çıkarmayan bir çocuğa sormuş: “Oğlum, sen ne olmak istiyorsun?”Çocuk boynunu bükmüş: “Dedem, sen adam ol, diyor!”

***

Postacı, bahçe kapısından içeri girince, köpek havlayarak üzerine saldırmış, bahçıvan müdahale etmiş: “Korkma, bir şey yapmaz!”“Ne biliyorsun?”“Havlayan köpek ısırmaz, diye atasözü vardır!”Postacı kızmış: “Ya köpek bu atasözünü bilmiyorsa!”

***

Üç türlü dost varmış: Biri yiyecek gibiymiş, siz onu her gün ararsınız. İkinci çeşit dost, ilaç gibidir, siz onu gerekirse ararsınız.

Bir de “hastalık” gibi dostlar vardır, o sizi arar bulur.

İmam, cuma günü yorgun argın eve gelmiş, hem hutbe hem namaz, yorulmuş… Karısı sormuş:“Hoca efendi, bugün cemaate ne dedin?”“Zenginlerin yoksullara yardım etmesi dinimizin icabıdır, dedim.”“Bari dinleyen oldu mu?”“Ehhh, yarı yarıya, sadece yoksullar!”

Sağlıcakla kalınız.

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech