Pek çok sosyal bilimcinin de değindiği gibi yaşadığımız dönem adeta VASATIN ALTIN ÇAĞI. Siz ister buna kalitesiz aile ve okul eğitiminin sonucu deyin, ister tembelliğin yükselişi; neticede etrafımız hiç de yavaş olmayan bir hızla vasat ve altındaki karaktere sahip insanlarla çevriliverdi.
Dün gözünüze çarpmıştır belki, Çanakkale Berberler Odası Başkanı Ayhan Engin, kendi sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı bir yazı ile aradığı elemanda ihtiyaç duyduğu özellikleri sıraladı. Engin’in yazısı şöyle:
“İstediği saatte işe gelen, istediği zaman izin kullanan, telefonunu elinden düşürmeyen, müşteriye ilgi göstermeyen, iş olsun gayreti de neymiş diyen, temizlik önemli değildir diye düşünen, hijyen de neymiş ki düşüncesinde olan, mum ışığı kadar ışığı olmayan fakat güneşmiş muamelesi görecek elemanlar arıyorum.”
Aslında ne kadar da tanıdık geliyor değil mi Engin’in tarif ettiği insan profili…
Tembelliğe methiye düzen, çalışan insanlarla dalga geçen, emeklerini aşağılayan, küçük ya da büyük çaplı çıkarlar elde edebilmek için manipülasyondan kaçınmayan bu parazitler, insanın elbette yaşam sevincini baltalıyor.
Birkaç versiyonu var tabii bunların; mesela bazıları kapasiteleri yetmediğinden bu haldeler. Yani kendileri de farkında içlerinin boş olduğunun. Ancak kapasite her zaman arttırılabilecek bir şey olmasına karşın; kendini geliştirmeye ne gerek var öyle değil mi? Niye yorsunlar o güzelim ve ölmek üzere olan nöronlarını?
Bazılarının ise kapasiteleri var, hatta iş ya da özel hayatınıza girdikleri ilk dönemde saçtıkları enerji ile sizi de etkileri altına alabilirler. Yalnız tabii ki iş yapmak, herhangi bir sorunu çözmek ya da faydalı olmak gibi bir düşünceleri olmadığı için bir müddet sonra bir bakmışsınız ki kendi işlerini size yaptırmaya çalıştıkları için ilk etapta karakterlerini saklamak adına büyük bir ışık huzmesinin içine saklanmışlar.
Bu ruh emicilerin bazı versiyonları ise bulundukları kaba göre şekil almaktan, herkese iyi görünme dertlerinden ötürü epey yoruluyor tabii. Yine de ne kendilerine verilen işi layıkıyla yerine getiriyorlar ne de herkesin takdirini kazanmak istemenin beyhude bir çabadan başka bir şey olmayacağını anlayabiliyorlar.
Kendilerini geliştirmek yerine, bu yönde onlara tavsiyeler veren ya da uyaranlara akılları sıra küçük çaplı tiyatrolar hazırlayanlar, başkalarının emekleri üzerinden kendilerine prim sağlayanlar, emek vermeden yemek yemek isteyenler, üç kuruşluk işlerde bin türlü ayak oyunu çevirenler, aşağılık komplekleri yüzünden bulaştıkları her yeri cehenneme çeviren tipler vs vs vs.
Vasat hükümdarlığının neferlerinin fark etmeleri gereken en önemli şey, kendilerinden sonra gelecek neslin gerçekten onlardan da beter olacağı.
Bize azap çektirdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Siz daha beterini yaşamadan ölmeyeceksiniz merak etmeyin.