İşin uzmanları ekonomistlerin ‘Ekonomik krize doğru koşar adım gidiyoruz’ tespitinden sonra dövizdeki yükselişe çareler aranmaya başladı.
Önce sosyal medyada mizahi de olsa paylaşımlar göze çarptı.
“Doların Türk Lirası’na karşı bu derece yükselişi eğer bir papaz yüzündense 900 bin kadrolu imam ne yapıyor acaba?”
“Olum ne yaptınız Hz.İsa’yı falan mı tutukladınız? Dolar 6.50”
“Onların doları varsa bizim de Allah’ımız var
Ufak bir sorun, bütün dolarların üzerinde “In God We Trust” yani “Tanrıya güveniriz” yazar. ABD’nin 1956 yılında kabul edilen sloganıdır.
Ne olacak şimdi?
Onların hem Allah’ı hem de doları var.
Yandı gülüm keten helva” gibi…
Mizahı bırakıp Çanakkale’den bir bakış açısı ortaya koyayım sizlere…
Yerel bir market sahibi ile ayak üstü sohbet ediyorum.
“İçerde 550 kalem ürün var abartısız söylüyorum 500 kalemine zam geldi. Ayrıca bir de ürün bulamaz hale geldik, toptancı nakite dönmek zorunda kalıyor. Vatandaş şu anda hissetmiyor ama kış gelince zamlı doğalgaz, zamlı elektrik ücreti derken alışverişe para ayıramayacak. Zincirleme olarak bu şekilde gittiğini düşünün, sonu malum gasp olayları, hırsızlık vs, vs…”
Biraz da ben ekleyeyim mi?
“Kadın satıcılığında, fuhuşta patlama, organize suç örgütleri, çek senet mafyaları, tefecilik patlaması vs, vs…”
***
Dövizdeki yükselişin sebebi tartışılırken sürekli olarak ‘dış mihraklar’ deniliyor. Defalarca söylenen, hatta parmakla gösterilen ama üzerinde herhangi bir şey yapılmayan o “dış mihraklar”dan beslenmeye devam ediyoruz bizlerde… Ayağımız o taşa hep takılıyor ama nedendir bilinmez, taşı alıp da kenara atan yok!
Bir CHP’li diyor ki;
“Yıllardır sözü edilen ekonomik krizin içine girmiş bulunuyoruz. Fakir fukara ve üretenler, döviz borcu olanlar, çok büyük bedel ödeyecek. Krizin sebebi AKP’dir”
Bir AKP’li diyor ki;
“Bugünden itibaren ekonomik operasyon yapıldığını gördüğü halde Türk Lirasına sahip çıkmayıp parasını Dolar ve Euro’ya bağlayan herkes açık ve net vatana ihanet içerisindedir!”
***
Konumuz; dış mihraklar…
Dış mihraklar yok mu?
Elbette var…
Var olmaya da devam edecek.
Bunun önüne geçmek zor.
Ancak burada önemli olan, dış mihrakların var olmasına rağmen size bir şey yapamaması.
Bunu nasıl sağlarız?
Elbette ki bunun yolu güçlenmekten geçiyor.
Bakın Prof. Dr. Özgür Demirtaş ne diyor?
Gelişmiş ülkeler; güçlü oldukları için özgür değiller, özgür oldukları için güçlüler… Fikri hür, vicdanı hür bireyler yetiştirmeliyiz. İşin kolayına kaçmamalıyız. “Dış mihraklar var, biz onun için güçsüzüz” demek yerine, “Biz güçsüz olduğumuz için dış mihraklar bizimle uğraşıyor” demeliyiz ki, problemin adını tam olarak koyalım ve neticeye ulaşalım. Dolayısıyla yapısal reformların hayata geçirilmesi ve uygulanabilir bir metot dâhilinde sürdürülebilirliğinin sağlanması bu açından önemli”
‘Dış mihraklar’ın dokunmaya, operasyon yapmaya cesaret edemediği bir Türkiye dileği ile…
Saygılarımla…