Atikhisar Su Toplama Havzası’nı da kapsayan alanda, Kanada şirketine siyanürle altın araması projesinin Çanakkale üzerine etkilerinin tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla CHP Çanakkale Milletvekilleri Muharrem Erkek ve Özgür Ceylan ile diğer birçok CHP milletvekilinin imzasının olduğu araştırma önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na verildi.
CHP Çanakkale Milletvekilli Özgür Ceylan projenin Çanakkale üzerine etkilerinin tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. TBMM’ye verilen araştırma önergesinde CHP Çanakkale Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in imzasının yanı sıra birçok CHP’li vekilin imzası yer aldı.
Meclise verilen önergede şu ifadeler yer aldı; “Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı topraklara, Çanakkale’ye, yüz yıl önce savaş makineleri ile saldıran vahşi kapitalizmden beslenen emperyalizm, bugün altın madenciliği ve termik santraller eliyle saldırıyor. Anayasamızın VIII. Bölümü Sağlık, Çevre ve Konut başlığını taşımaktadır. 56. Maddenin bir ve ikinci fıkraları ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir’ hükümleri ile devletin çevrenin korunmasındaki sorumluluğunu ve görevini açıkça ortaya koymaktadır.
“Yok edilmesine çanak tutmaktadır”
Anayasal çerçeve bu kadar açık olmasına rağmen bugün Çanakkale’de ya yargı hiçe sayılarak ya da mülki idare Anayasal çerçeveyi göz ardı ederek verdiği kararlarla, özelde Çanakkale’nin ve aslında binlerce yıllık tarihi mirası ile Kaz Dağları olarak bilinen İda Dağı’nın yok edilmesine çanak tutmaktadır. Atik Hisar Su Barajı Havzası içerisinde yer alan ve ÇED süreci ile ilgili yasal süreçleri tartışmalı olan ‘Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Tesisi Projesi’ için Çanakkale Valiliğinin, Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı (GSMR) vermiş olması, yaklaşık iki milyon insanın sağlıklı, güvenilir, temiz içme suyu kaynağı olan havzanın kirletilmesine onay vermek anlamı taşımaktadır.
“Yaşanan insanlık suçuna ortak olmuşlardır”
Kirazlı madeni ile ilgili ÇED iptal davaları devam ederken, yeraltı ve yer üstü su kaynaklarını, doğal varlıkları, biyolojik çeşitliliği, orman ekosistemini ve yaşam alanlarını yok edecek olan ağaç kesimine izin verenler, maden şirketinin bir şekilde işletme ruhsatı alacağını öngörmüş olmalılar ki yapılan kesimleri o dönem izlemekle yetinmiş görevlerini ifa etmeyerek yaşanan insanlık suçuna ortak olmuşlardır. Çanakkale Valiliğinin kararıyla ağaç katliamının ve Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atik Hisar Barajı su toplama havzasında siyanürle altın çıkarma faaliyetlerin önü açılmış oluyor.
“Çanakkale bir doğa harikasıdır”
24 Haziran seçimlerinin ardından verilen ÇED onayları ile Çanakkale ve Kaz Dağları adeta ölüme mahkûm edilmektedir. Çanakkale, verimli toprakları ve sahip olduğu orman zenginliği ile ülkemizin en zengin illeri arasındadır. Kaz dağları ve yöresi büyük kentlerde nefes alamayan yurttaşlarımızın oksijen depolamak için geldiği tarihi ve doğal güzellikleri bir arada yaşadığı bir bölgemizdir. Son yıllarda kurulan kömürlü termik santrallerin cehennem bacaları ve siyanürle gerçekleştirilen madencilik faaliyetleriyle hızla kirletilmeye başlanan bu bölge insanlığın ortak mirasıdır ve korunması için azami özenin gösterilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gereken bir doğa harikasıdır.
“Araştırması açılmasını arz ederiz”
Çanakkale ve bölgenin havasının, suyunun, toprağının zehirlenmeye devam edilmesi durumunda telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkacağından bölgede faaliyet yürüten termik santrallerin ve madencilik faaliyetlerinin oluşturacağı kirliliğin, insan ve hayvan sağlığına, tarım alanlarına, yer altı su rezervlerine ve yer üstü su kaynaklarına olan etkilerinin tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98 ve TBMM İç Tüzüğü’nün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.”
Haber Merkezi