Nöbetçi Eczaneler
Ben emekli öğretim üyesi (Jeolog) Prof Dr Doğan Perinçek, senelerdir YENİLENEBİLİR Enerji kaynaklarının ülkemizde hayata geçirilmesi için kendi çapımda çaba gösteren bir kişiyim. Uzun yıllar yurt dışında (Avustralya, Suudi Arabistan, Kuveyt, kısa süreyle İran ve Libya) çalıştım. Dünyanın 33 ülkesinde bulundum. Öğrendiklerimi ülkeme kazandırmak için 14 yıl önce vatanıma döndüm. 12 yıldır Çanakkale’nin köyü, Erenköy’de yaşıyorum.
Size iletmek istediğim konu özelde Erenköy ile ilgili olsa da genelde tüm Türkiye ile ilgili bir husustur. Amacım Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hayata geçirme aşamasında DOĞAYI da ülke çıkarları doğrultusunda korumak.
Erenköy yakınlarında bakanlar kurulu kararıyla kamulaştırılan 10 bin dönümlük alanda 17 adet “Rüzgâr Gülü” dikilecek. Bunların 6 tanesi ülkemizin en güzel manzaralarından birine sahip olan alanda kurulması planlanıyor. Söz konusu alan, yaşadığım köyün gelişme alanında ve çok yakınında yer alıyor. Aşağıda görülen manzarayı bizler “Rüzgâr Gülü” direkleri ile değil köylülerimiz, Çanakkaleliler ve Ülkemizin vatandaşları ile paylaşmak istiyoruz.
Bu amaç doğrultusunda bir girişimde bulunduk ve Çanakkale İl Genel Meclisine bir dilekçe verdik. Erenköy‘ün gelişim alanında yer alan 6 “Rüzgâr Gülünün” geri plandaki alanlara alınmasını talep ettik. Bu talebimizi İl Genel Meclisi uygun gördü köyümüz lehine karar aldı. 2015 yılında projeyi üslenen firma (Kovancılar Enerji Üretim Pazarlama A.Ş) bu karara itiraz etti ve mahkemeye başvurdu. Mahkeme meclisin aldığı kararı uygun bularak bizim talebimizi desteklemiş oldu. Firma bunun üzerine kulis faaliyetine başladı, Meclisin ve Mahkemenin kararını tersine çevirmek için değişik kanallardan baskı oluşturarak, konuyu Mart 2018 de tekrar Çanakkale İl Genel Meclisine getirdi. Bu kez araya ana şirketin (Kovancılar Enerji Üretim Pazarlama A.Ş) taşeronu olan başka bir şirket (Akfen Renewable Energy) girdi. Fakat biz Erenköylülerin ve her partiden bazı üyelerin çabası ile, meclise tekrar getirilen bu oylama iki kez meclis tarafından ertelendi. Nisan ayı başında mecliste konuyla ilgili bir oylama daha yapılması düşünülüyor.
Burada bir hususa daha dikkat çekmek isteriz. 2015 yılında oluşturulan şirketin sermayesinde %97 ya da %99.4 yabancı sermaye ortaklığı vardı. Basın yoluyla bu konuya dikkatleri çektiğimiz için “Akfen Renewable Energy” adı altında oluşturulan şirket %100 yerli sermaye imiş gibi gösteriliyor. Kağıt üzerinde bu şekilde gözükse de gerçek resmin farklı olduğunu tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Bu tabii ki bizim düşüncemiz, doğruluğunu ispatlayamayız.
Bizler bu konuyu özelde Erenköy-Çanakkale bazında çözmeye uğraşıyorsak da, asıl amacımız, YENİLENEBİLİR enerji atılımlarını Avrupa ülkeleri gibi doğayı, çevreyi, insanları koruyarak hayata geçirmek. Bu amaçla şahsen konuyu Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika da inceledim. Özellikle Almanya da bu konuda yapılanlar ile Türkiye’yi karşılaştırdım.
Bu karşılaştırmayı aşağıda görebiliriz…
| Türkiye’de
1 – Rüzgar enerjisi ile ilgili şirketler yerli ya da yabancı sermaye tarafından finanse edilmekte. Zaman zaman yabancı ve yerli şirket ortaklığı söz konusu. Örneğin Bandırma da kurulu bulunan rüzgar enerji sermayesi yabancı (Alman) ve yerli şirket arasında eşit paylaşılmış. Erenköy de faaliyete geçmek isteyen Kovancılar (şimdi Akfen) Enerji Üretim Pazarlama A.Ş’nin sermayesinin yüzde 99,4’ü Amerikalılara ait olup asıl uğraşı alanı emlak olan şirketin merkezi Hollanda da.
2 – Devlet Rüzgar gülü enerji üretim sisteminde ortaklığı sınırlı ya da yok denecek kadar az. 3 – Mal sahibi topraktaki hakkını tamamen kaybediyor. Rüzgar güllerinin çevresi güvenlik alanı olarak rezerve edildiği için tarım toprağı atıl hale geliyor. 4 – Enerji şirketi sistemi kuracağı alanı devletin çıkardığı yasa desteği ile istimlak edebiliyor, satın alabiliyor. Erenköy örneğinde ise Bakanlar Kurulu kararı ile toprak kamulaştırılıyor ve şirkete devrediliyor. 5 – Rüzgargülü ile ilgili iş yapan tüm firmaların bir şekilde yabancı ortaklığı var. Ortaklıkta çoğunlukla inisiyatif yabancı sermayede. 6 –Rüzgar gülünün kurulacağı yerler titizlikle seçilmiyor. O çevrenin insanları yatırıma katılamıyor “Halk grupları” yatırımda ortak olamıyorlar. 7 – Enerji sistemi kuracak şirketler mülkü satın alıyorlar, yada söz konusu alan kamulaştırılıyor. Rüzgar güllerinin kurulduğu topraklar devlet tarafından istimlak ediliyor, toprak sahibinin söz hakkı yok.
|
| Almanya’da
1 – Birçok şirket yöre halkının ortaklığıyla kurulmuş, belediyeler bu şirketlere ortak oluyor ya da destek veriyor. Alman firmaları piyasaya hakim. Bir örnek: Bavyera da Windpower GmbH & Co. Windkraftwerk Regensburg KG Kasım1996 da Regensburg şehrinde kurulmuş ve İşletim Halka ait. Regensburg Belediyesi tarafından finanse edilmekte. Windpower GmbH şirketi ise 13 ayrı Alman şirketlerinin birleşimiyle Windpower in çatısı altında bulunmakta.
2 – Devlet tüm Rüzgar gülü enerji üretim sisteminde ortak
3 – Mal sahibi mülkünün küçük bir bölümünü kiraya veriyor. Kalan kısımda toprağını işlemeye devam ediyor. 4- Enerji sistemi kuracak şirket toprak sahibinin rızasını almak zorunda. Toprak sahibi istemezse enerji şirketi toprağı alamıyor. Toprak sahibinin mutlak rızası gerekli. Devlete ait topraklar bu tip şirketlere tahsis edilmiyor. Sadece özel mülkiyeti olan alanlar bu amaçla kullanılabiliyor. 5 – Rüzgargülü ile ilgili iş yapan tüm firmalar ( rüzgargülünü üretende dahil) Almanya’nın kendi firmaları. Dışarıdan yatırımcı alınmamış. 6 –Rüzgar gülünün kurulacağı yerler daima titizlikle seçiliyor. O çevrenin insanları da yatırıma katılabiliyor ve böylelikle “Halk grupları” yatırımda ortak oluyorlar. 7 – Enerji sistemi kuracak şirketler mülkü satın almıyorlar, kiralıyorlar. Rüzgar güllerinin kurulduğu alanlar eğer toprak sahiplerine aitse sadece kiralanabiliyor. Rüzgar güllerinin kurulduğu topraklar devlet tarafından istimlak edilmiyor, toprak sahibinden uzun vadeli kiralanıyor. Söz konusu alan eğer devletin mülkünün içerisine aitse asla firmalara satılmıyor |
