Cumartesi günü oynanan Kameroğlu Beylikdüzü karşılaşmasında alınan sonucun ardından Çanakkale Belediyespor Voleybol takımı matematiksel olarak da ligden düşmüş gözüküyor. Pazar günü oynadığımız 3-2’lik Seramik maçından aldığımız galibiyet işe yaramadı.
Boğazın Sultanları, Balıkesir’de oynanan karşılaşmalara bundan sonra formalite olarak çıkacaklar. Her fırsatta başkan dahil tüm yöneticiler “Çanakkale’yi voleybolun başkenti yapacağız” açıklamasını yaparken, sezon başından bu yana işlerin kötü gidişine göstere göstere göz yumdular. Teknik direktör Üzeyir Özdurak’ın işine bir türlü son veremeyen yönetim, faturayı şimdi kime kesecek merakla bekleniyor.
Bugüne nasıl gelindi? Kimler niçin kime göz yumarak bu sezon böyle kötü geçti? Geçtiğimiz yıldan daha mı az bütçe ayrıldı? Ayrılan bütçe yeterliydi de oyuncu mu bulunamadı? İpek Soroğlu’na ödenen paranın karşılığını kulüp alabildi mi? Bu oyuncular alınırken kimler kefil oldu? Kimler tavsiyede bulundu? Alınan oyuncuları hoca buldu, menajerlere ne kadar komisyonlar ödenerek getirtildi? Kim izledi? Kimler referans oldu? Yönetimden birileri gelir elde etmek için oyuncuların kafalarını mı karıştırdı? Bugüne kadar Çanakkale Belediyespor forması giymiş kaç oyuncu Çanakkale’den ev aldı? Kimlerden aldı?
Soruları o kadar çok çoğaltıp uzatabiliriz ki yazmaya sayfalar yetmez. Yazdıklarımız arşivde duruyor. “Özdurak kaldığı takdirde Çanakkale’ye gelecek oyuncu bulamazsınız” demiştik. Niçin bu kadar bu antrenörün kalması için ısrar edildi? Yönetimden çıkıp “ya o ya ben” diyenlere niçin kulak asılmadı? Sezon ortasında sözleşmesi neden uzatıldı. Köy kupasını aldığı için mi? 7-8 yıl bu kulübün ekmeğini yemiş Vedat Mekik olayından niçin ders alınmadı?
Türkiye karşılığı neredeyse 3. Lig olan (sporseverlerin tabiri ile köy kupası) Balkan kupası alındı diye yönetimden bazı isimler teknik direktör Özdurak’ı ilah yaptı. O dönemde uyarmaya çalıştık ama anlayan olmadı. İstikrar, ucuz adam muamelesi ile Üzeyir Özdurak’ı baş tacı yaptılar. Hangi gizli el, hangi amaçla bu isme bu kadar dayanıldı anlamak mümkün değil. Oyunculara alınan suları evine götüren, sözde Baş antrenörden ne beklenir? Kendisinin getirdiği ama sonra iletişim sıkıntısı çektiği kaç oyuncuyu, bu kulüp gönderdi? Bu oyuncuların ahını şimdi kim çekiyor? Tüm olumsuzlukların bedelini bu kulüp ödüyor. Ödetiliyor.
Tüm kulüplerle düşman olduk
Vestel Sultanlar ligine çıktığımız yıl ve bir sonraki yıl, Çanakkale tüm kulüpler için kardeş kulüp görüntüsündeydi. Her üst düzey kulüp antrenörü ve yöneticisi bizim kulübü altyapısı gibi görüp oyuncularını kiralık olarak yönlendiriyordu. Ne zaman Özdurak, gelip yönetimi eline alıp kulübü de yönetmeye başladı. İşte o zaman tüm takımların düşmanı durumuna girdik. Gelen takımlara ya sabah 07:00’de ya da gece yarısı antrenman saati veriliyordu. Uyarıldıkları halde ilgili yönetim kurulu üyesi de Özdurak’a sahip çıkıp savaş naraları atıyordu. Çanakkale Belediyespor hak etmediği her olayı Özdurak, sayesinde yaşadı.
Kulüp başkanı İsmet Güneşhan’ın görevi kime devredeceği, kimin başkan olacağı, profösyönel ligden çekilip çekilmeyeceği, takımı ligden düşüren adam olan Üzeyir Özdurak’ın nasıl gönderileceği konuları ise yapılacak ilk yönetim kurulu toplantısından sonra açıklığa kavuşacak. Belediye başkanı Sayın Gökhan’ın da işin siyasi ve sosyal boyutunun hesabını birilerinden sorması beklenecek.
Alternatifler birden fazla
İlk yapılması gereken, olağan üstü kongreye gidip Kulüp başkanlığına Süleyman Uysal’ı getirmek olmalı. Sayın Uysal da göreve gelirken, kendi yönetimini rahatça yapmalı. Hatta yönetimini oldukça sivilleştirmeli. Gerekirse isim konusunda bile etkili ve yetkili olmalı. (Bunun farklı nedenleri var. Bunun için söylüyorum. Spor camiasının içinde bulunanlar anlamıştır beni.) Üyeler bunu başardığı takdirde seneye yeniden Sultanlar liginde oluruz.