Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Madenciler Derneğinden Destek Açıklaması

Altın Madencileri Derneği tarafından

Altın Madencileri Derneği tarafından yapılan basın açıklaması ile dernek üyeliği bulunan Doğu Biga Madencilik San. Tic. A.Ş.’nin gerçekleştireceği, “Kirazlı Altın Gümüş Madeni Projesi” nedeniyle Atikhisar Barajı’nın herhangi bir zarar görmeyeceğini ifade etti.

Atikhisar Barajı ve çevresindeki altın maden faaliyetleri gündemden düşmeyen ve çözüme kavuşmayan bir şekilde konuşulmaya devam ederken Altın Madencileri Derneği tarafından bir açıklama yapıldı. “Ülkemizde çevre kanunu gereği çevresel etki değerlendirme olumlu görüşü alamayan hiçbir tesisin faaliyete geçmesine izin verilemez.” denilen açıklamanın gerisinde şu ifadeler yer aldı: “Türkiye dünyada kişi başına altın satın almada ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde yılda 1 milyonun üzerinde çocuk doğmaktadır. Ülkemizde doğan çocuğa altın takmak adettendir. Yılda 300-400 bin nişan, 500-600 bin düğün, 300-400 bin sünnet yapılmaktadır. Bütün bu merasim ve törenlerde gelenek ve göreneklerimizin gereği altın takılmaktadır. 23 yılın ortalamasına baktığımızda Türkiye yılda yaklaşık 150 ton altın ithalat eden ve altın fiyatlarına bağlı olarak altın ithalatına yılda 5-7 milyar dolar ödeyen bir ülke konumundadır.Türkiye altın ihtiyacını kendi kaynaklarından karşılayabilecek altın potansiyeline sahip bir ülkedir. Son 20 yılda yapılan yatırımlar neticesinde halen yıllık altın ihtiyacımızın %15’ini kendi madenlerimizden karşılarken %85’ini ithal etmekteyiz.Ülkemizin altın potansiyelinin 6500 ton olduğu rapor edilmiştir. Bu potansiyelin henüz 900 tonu ekonomik olarak üretilebilir rezerv olarak tespit edilmiş. Geride kalan 5600 tonun tespiti için maden aramalarına yaklaşık 12 milyar dolar risk sermayesinin harcaması gerekmektedir. 2001 yılından 2017’ye kadar geçen 17 yılda toplam 273 ton altın üretimi gerçekleştirilmiş ve devlete 55 ton altına eş değer vergi ödenmiştir. Altın madenciliğinde 1 milyar doları aramalara, 3 milyar doları yatırımlara olmak üzere bugüne kadar yaklaşık 4 milyar dolar harcanmış bunun sonucunda 8 bin kişiye doğrudan istihdam sağlanmıştır.”


“ALTIN ÜRETİMİNE TEPKİ NEDEN?”
Yapılan açıklamanın devamında, Türkiye’de talep edilen altın oranı verilerek altın üretimine karşı bir tepki oluşturulmaya çalışıldığı aktarılarak şöyle denildi: “Kayaların içinde gözle görülemeyecek kadar küçük taneli altınların zenginleştirilmesi (kazanımında) yaklaşık 130 yıldan beri dünyada siyanür kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Kullanılan siyanür daha sonra arıtma teknolojisi ile arıtılarak %99.9 oranında parçalanarak yok edilmektedir. O kadar ki arıtma sonrası atık havuzundaki siyanür miktarı ABD’de içme suyunda müsaade edilen miktar seviyesindedir. Üstelik ülkemizdeki altın madenleri kapalı devre çalışmaktadır. Bir başka ifade ile ne havaya, ne toprağa ne de derelere katı, sıvı veya gaz şeklinde bir atık bırakılmamaktadır. Bu nedenle ne etraftaki su kaynaklarına, ne barajlara ne yörede yaşayan insanların tarla veya bahçesine zarar verilmesi veya kirletilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. ABD’de, Kanada’da, Avustralya’da, İsveç’te altın üretiminde hangi teknoloji kullanılıyorsa Türkiye’de de aynı teknoloji kullanılarak altın üretimi gerçekleştirilmektedir. O ülkelerde altın üretiminden dolayı bir çevre kaygısı veya altın üretimine yönelik bir tepki yaşanmazken ülkemizde neden altın üretimine karşı bir tepki yaratılmaya çalışılmaktadır? İstanbul Altın Borsası verilerine göre Türkiye 23 yılda 3649 ton altın ithal etmiştir. Bu nedenle Türkiye dünya altın ticaretinde önemli bir oyuncu konumundadır her yıl 5-7 milyar dolarlık altın ithalatından para kazanan çevreler bu ithalatın kesilmemesi için altın üretiminde kullanılan siyanür üzerinden çeşitli felaket senaryoları yaratarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadırlar. Ülkemizde 17 yıldır altın üretilmektedir. Altın üretilen yörelerde bugüne kadar altın üretiminden dolayı malına veya canına zarar gördüğüne ilişkin tek bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Ülkemizde çevre kanunu gereği çevresel etki değerlendirme olumlu görüşü alamayan hiçbir tesisin faaliyete geçmesine izin verilemez.”

OLUMLU GÖRÜŞ İPTAL EDİLMEDİ
Dernek tarafından yapılan açıklamanın son bölümünde, ÇED olumlu görüşünün iptali yönünde herhangi bir açıklama yapılmadığı belirtildi: “Çanakkale’de faaliyetlerini sürdüren Doğu Biga Madencilik San. Tic. A.Ş, derneğimizin üyesi bir şirkettir. Denetim ve onaylardan geçmiş olan ‘Kirazlı Altın Gümüş Madeni Projesi’ nedeniyle herhangi bir kimyasalın Atikhisar Barajı’na veya bu barajı besleyen su kaynaklarına karışma ihtimali/riski bulunmamaktadır. Şirketin Atikhisar Barajı’ndan su kullanacağı da yine asılsız bir iddiadır.Çanakkale’de uzun yıllardır yatırım yapan ve altın üretiminde dünya çapındaki deneyimlerini bölgeye aktarmayı hedefleyen Alamos Gold şirketinin iştiraki olan Doğu Biga Madencilik San.Tic.A.Ş’ne ilişkin doğru olmayan haberlerde bilgi kirliliği yaratılıp kamuoyuna yanlış bilgiler verilerek şirket aleyhine olumsuz bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır.Kirazlı Altın Gümüş Madeni Projesi ve diğer projeleri hayata geçirildiğinde toplamda 1000 den fazla kişinin istihdam edildiği, bir milyar dolardan dolardan fazla yatırım ve işletme maliyeti ile Çanakkale’de örnek gösterilecek bir madencilik projesi haline gelecektir.Yargının kararında Çanakkale-Kirazlı’da gerçekleştirilecek altın -gümüş projesine ilişkin çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu görüşünün iptaline ilişkin bir ifade bulunmamaktadır.”
Haber Merkezi

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech