CHP İl Başkanlığı tarafından ÇOMÜ TV’deki bir programda söylemleriyle tepki çeken ÇOMÜ İlahi̇yat Fakültesi̇ Öğretim Üyesi̇ Yrd. Doç.Dr. Abdullah Akın hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Toplantıya destek amaçlı katılan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, “Çanakkale’de meydana gelen, öğretim üyesi de diyemeyeceğim, insan müsveddesinin söyledikleri şikayet konusudur ve gereği yapılacaktır. Bunlarla akıl ve bilim ile mücadele edeceğiz.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın da katılımıyla, Cumhuriyet Başsavcılığına giderek, ÇOMÜ İlahi̇yat Fakültesi̇ Öğreti̇m Üyesi̇ Yrd. Doç.Dr. Abdullah Akın hakkında suç duyurusunda bulundu. Öncesine parti binasında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya İl Başkanı İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediyesi Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık ve partililer katıldı.
ÇOMÜ TV’de yayınlanan programda ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın “12 Haziran 1924’te camiler kapatılıyor düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum, affınıza sığınıyorum, Çanakkale’de ve Bursa’da genelev kullanılan camiler var. Ahır kullanılan camiler var. Türkiye’de camileri kapatıyorlar müessese olarak” şeklinde ifadeler kullanmış ayrıca Çanakkale’de şehit olan askerlerin yanında yaralı askerlerin de canlı canlı toprağa gömüldüğünü söylemişti. Adliye binası önünde kısa bir açıklama daha yapan CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan; konuyu Rektör Yücel Acer ile de görüşeceklerini, gerekli disiplin soruşturmasının açılması gerektiğini dile getirdi.
“BU DİN DERSİ VERSE NE OLUR?”
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı da, Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın da katılımıyla, konuyu Cumhuriyet Başsavcılığına taşıyarak suç duyurusunda bulundu. İl Başkanı Güneşhan konuya ilişkin parti binasında bir açıklama yaparak şu ifadeleri kullandı:
“İlahiyat Fakültesinde kendisini bilim adamı sanan bir densizin üniversite televizyonunda yaptığı seviyesiz konuşmalar nedeni ile İl Başkanlığımızca bir açıklama yapma gereği duyulmuştu.Öncelikle Ülkemizin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk e inanılmaz hakaretler yapan , hatta heykeline köpek leşi̇ diyecek kadar seviyesizleşen meczup Kadir Mısıroğlu’nun AKP genel başkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından ziyaret edilmesi ,Abdullah Akın gibi bazı bilgi fukarası densizleri cesaretlendirmektedir. Demek ki hakaret etmenin cezasının olmadığını gören bu bilgi fukaraları hakarette sınır tanımamaya başlamışlardır. Ülkemizin kurucu değerleri hakkında geçmişte Camileri ahır, lokal, tuvalet yaptılar yalanlarıyla kamuoyunu yönlendirmeye çalışan bu anlayışın mensuplarından Abdullah Akın simli hadsiz , ahlaksızlık çıtasını yükselterek bu defa camileri genelev yaptılar diyecek kadar adileşmiştir. Kurucu önderimize ve halkın ibadet yerlerine aslı astarı olmayan iftiralar ve yalan bilgiler ile saldıran bu bilgiden yoksun ve densiz zat, Üniversitede İlköğretiṁm Di̇n Kültürü Ve Ahlak Bi̇lgi̇si̇ eğitimcisi olarak bulunmaktadır. Şimdi Çanakkale kamuoyuna soruyoruz. Bu anlayışta olan bilgisiz ve densiz , geleceğin çocuklarına din dersi eğitimi verebilir mi? Vereceği din dersi eğitimi sağlıklı olur mu?”
“AKP İL BAŞKANINI DA DUYARLI DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ”
“Yerli ve Milli geçinen AKP İl Başkanını da duyarlı davranmaya ve derhal gereğini yapmaya çağırıyoruz. Ayrıca Cumhuriyetimizi koruma ve kollama görevi verilmiş Cumhuriyet Savcılarımızı da ,Kurucu değerlerimize ve inanç yerlerimize hakaret eden bu bilgi fukarası kişi hakkında işlem yapmaları için göreve davet ediyoruz.”
“HALKI KUTUPLARA AYIRDILAR”
Çanakkale Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının birlikte düzenledikleri Şehir Hastaneleri paneline katılmak üzere kente Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da basın toplantısında kent ve ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Milletvekili Atıcı şu ifadeleri kullandı:
“Söz konusu Çanakkale olduğunda, işimi gücümü bırakıp koşa koşa geliyorum. Buranın ayrı bir atmosferi ve güzelliği var. Burada ulusal değerleri yücelterek, buradan güç alarak parlamentoya dönüyorum. Bu kadar güzelliğin ortasında zaman zaman sıkıntılar olur. Türkiye öyle bir noktaya getirildi ki herkes bir kutuba ayrıldı. Ulusal değerlerimizi aynı paydaya koyarak birlikte yaşama kültürünü geliştirmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizde, özellikle Çanakkale’de, Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkez, Sünni hep birlikte yaşıyoruz. Bu güzelliği bozmaya çalışanlar olacaktır, meczuplar da olacak, ruh hastaları da olacak. Bu şekildeki münferit ahlaksızlıkları önemseyeceğiz ancak bu olaylar devlet politikasına dönüştüğü anda bizi büyük tehlikeye bekliyor demektir.”
“ŞARLATANIN PARTİSİ DE OLMAZ DİNİ DE”
“Milli birlik ve beraberliğimizi yok etmeye çalışanlar ödüllendirilir ise bu devlet politikası haline gelmiş olur ve birlikteliğimiz yok edilmiş olur. Bu ilk değildir son da olmayacak. Biz birlikte yaşama arzumuzu her yerde haykıracağız. Kurucu değerlerimize dil uzatanlara müsamaha etmeyeceğiz Bunu bir devlet politikası haline getirenlerle de mücadele içerisine gireceğiz. Okul-cami projesi ile çocuklarımızı dört gün okula bir gün camiye götürenler ödüllendiriliyorsa, okulun ilk açıldığı günde okulların mevlit ile açılmasını sağlayan okul müdürleri ödüllendirilip İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı yapılıyor ise, kasabalarda çok sayıda mekan var iken okul öncesi eğitim cami içerisinde bir odada yapmaya çalışanlar ödüllendiriliyor ise artık siyasi islam bir devlet politikası haline getiriliyor demektir. Biz bunlara karşı çıktığımızda CHP’yi din düşmanlığı ile suçlayanlar vatan hainidir. CHP Laiklik ilkesini din ve devlet işlerini birbirinden ayırmakla birlikte bunun din inanç ve vicdan hürriyeti olduğunu tüm dünyaya haykırır. Siyasetin amacı insanları mutlu etmektir. İnsanları huzur içerisinde yaşatmaktır. Bu yönde çeşitli değerleri ortaya çıkarır ve insanlar kendi mutlu oldukları değerleri seçerler. Siyasetin görevi insanların bu değerleri yaşamalarına yardımcı olmaktır. Camiye gitmek isteyenin camisini temiz tutmak yolunu yapmaktır. Cemevine gitmek isteyenin yolunu yapmak, Cemevini bir ibadethane olarak görmek demektir.İnsanların nerede nasıl ibadet edeceklerini anlatmak siyasetin görevi değildir. Bu ikisini birbirine karıştırmak laiklik ilkesini yok etmektir. Bizlerin amacı Allah’ın ipine sarılıp oradan paraya sarılan şarlatanlarla mücadele etmektir. Şarlatanın partisi de olmaz inancı da olmaz. Çanakkale’de meydana gelen, öğretim üyesi de diyemeyeceğim, insan müsveddesinin söyledikleri şikayet konusudur ve gereği yapılacaktır. Bunlarla akıl ve bilim ile mücadele edeceğiz. Kişisel olarak çok önem vermekte gerekmez.”
“ÇIKIN ÇANAKKALE’NİN SOKAKLARINA, İNSANLARA SORUN”
Türkiye’nin ciddi sorunlarla boğuştuğu dönemdeyiz. Çıkın Çanakkale’nin sorunlara, insanlara dertlerini sorun, işsizlik derler, yoksulluk derler. Sırf bunları görmeyelim diye başka şeyleri konuşuyorlar. Şimdi sabah akşam AKP-MHP ittifakı konuşuluyor. Bizim derdimiz bu mu? Acaba şehit ateşi bugün kimin evine düşecek derken, onlar nasıl olur da koltuğumuza az daha nasıl yapışırız onun derdindeler. Korkunun ecele faydası yoktur. Bu acizlik ittifakıdır, millet tarafından cezalandırılacaktır.Halkımızı der ki ‘İttifak kurulacaksa tabanda ben kurarım.’ İttifak ile ilgili kanun teklifi meclise sunuldu sanırım bu hafta konuşulacak. İnişe geçtiklerinin farkına varanlar panik içerisindeler. Bunu yaparken de bir takım suçları işlemekten geride kalmıyorlar. Son referandumda mühürsüz oyları geçerli sayan Yüksek Seçim Kurulu ne yapsam da ben geçmişte yaptığım hatayı düzeltsem bunun paniği içerisine girmiştir. Yargıyı ele geçiren bu zihniyet bu suçun bedelini ödemekten kaçacaklarını zannediyorlar. Mühürsüz oyların geçerli sayılması başta olmak üzere işlenen suçlar üç yerde cezalandırılacaktır. Biri ahiret o bizi ilgilendirmez. Sandıkta ve adil yargıda hesaplar sorulacak. Bu zihniyete inanıp oy veren halkımıza da doğruları anlatacağız.”
Dilek Akşen