At eti yedirdiniz. İt eti Merkep eti yedirdiniz. Hala doymadınız. Ne mide varmış sizde! Allah gözünüzü doyursun. İt soyları. Çoğunuz izlemişsinizdir. İnternette bir video var. Naylondan Pirinç üretimi. Bildiğimiz örtülük naylonu alıyorlar. Makineden geçirip ip gibi yapıyorlar. Sonra da Pirinç haline getirip, paketliyorlar. Üstelik üzerine de marka vuruyorlar. Bu Sahte Pirinçten alan bir hanımefendi anlatıyor. “Eve götürüp pişirdim. Yuvarlak bir top olup eridi.” Gençlik zamanlarımızda bir türkü vardı, “Evlenmeyin bekârlar. Naylon kızlar çıkacak” diye. Nitekim Naylon kızlar çıktı! Ama naylon Pirinç çıkacağı aklımıza gelmedi. Hilekarlıkta çağ atladık yani. Margarinden Peynir yapmak. Baklavada, Antep fıstığı yerine, öğütülmüş Bezelye kullanmak… Yüzde yüz Dana Sucuğu deyip içine, At, Eşek ve Kanatlı eti ile iç organlarını katıp piyasaya sürmek. Bozuk tavuk etlerini, yenileri ile karıştırıp, tavuk Döner yapmak. Tavuk kemikleri öğütülerek, salam imal etmek. Yoğurda, bitkisel yağ ve Domuz jeli katmak. Vay Domuz oğlu Domuzlar. Tereyağına, bitkisel yağ ve patates katıp, halis Tereyağı diye piyasaya sürmek. Hangi birisini yazalım ki?
ACICIK UCUNDAN
Çin’den gelen bir karate ustası, of’da bir kahvehaneye girmiş ve bağırarak meydan okumuş:
– İçinizde bana yan bakan delikanlı var mı?
Temel, “Ula bu herif Çin’den gelip, burada kabadayılık mı yapacak?” diye kendi kendine sormuş ve hemen atılmış:
– Ben varım ula!..
– Erkeksen çık dışarı!..
İkisi beraber dışarıya çıkmış. Beş dakika sonra Temel bir gözü morarmış bir halde kahveden içeri girmiş. Hemen ardından giren Çinli de kasıla kasıla Temel’i göstererek hava atmış:
– Ona “Jeet Kune Do” tekniğiyle vurdum!..
Ertesi gün Çinli yine kahveye gelmiş, herkese meydan okumuş. Temel yine kalkmış, dışarıya çıktıktan beş dakika sonra ağzı, burnu kan içinde içeri girmiş. Arkasından içeri giren Çinli, Temel’i göstererek yine havasını atmış:
– Bu kez ona “Ejderin Yumruğu” tekniğiyle vurdum!..
Üçüncü gün kahveye gelen Çinli, yine meydan okumuş:
– Var mı bana yan bakan?
Gururuna yediremeyen Temel, yine dayanamamış:
– Ben varım ula!..
– Erkeksen çık dışarı!..
İkisi beraber dışarı çıkmışlar. Herkes Temel’i beklerken, Çinli ağzı burnu kırılmış, üstü başı kan revan içinde içeri girmiş. Hemen arkasından da kasıla kasıla kahveye giren Temel, bir eliyle Çinliyi göstererek şöyle demiş:
– Ona Toyota’nın krikosuyla vurdum!..
Sağlıcakla kalınız.