Çanakkale Ak Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ, dün düzenlediği basın toplantısıyla CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan’ın basına yansıyan açıklamalarını ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.Kendisine yöneltilen sorularda Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile el sıkışması yeniden gündem oldu. Karadağ, gerektiği şekilde davrandığını belirtti.
Güneşhan’a seslenerek açıklamasını yapan Karadağ, hazırlanan görseller ile konuşmasını destekledi.
Karadağ’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Doğrusunu söylemek gerekirse CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan’ın basına yansıyan açıklamalarına gülümsemekle birlikte, bu açıklamaları ve hezeyanlarını kimin “acizlik” kimin “çaresizlik” içinde olduğunu göstermesi açısından önemli buluyorum. Başbakanlık Etik kurulunun kararını tartışmaya açmak onun haddi değildir. Öncelikle bunu ifade etmek istiyorum. Etik Kurulunun verdiği karar sonuna kadar tarafsız ve doğru bir karardır. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın Belediye Meclis Grup Başkanvekilimiz Sn.Ömercioğlu’na yaptığı hareket Türkiye Cumhuriyetinde de ,İtalya’da da,Uganda’da, Muz Cumhuriyeti’nde de etik bir davranış değildir. Sayın Güneşhan’ın konuya popülizm açısından yaklaşmamasını öneriyorum. Sayın Güneşhan’ın Milletvekilini ve Belediye Başkanı’nı koruma içgüdüsünü anlayabiliyorum fakat bu davranışın savunulacak, korunacak üste çıkılacak bir tarafı yoktur. Sayın Güneşhan, beyanlarında Grup Başkanvekili’miz Sn.Bülent Turan’ı ve Milletvekilimiz Sn.Ayhan Gider’i de hedef almış, Çanakkale için gecesini gündüzüne katan sayın vekillerimizi ağzına dolamak İsmet Bey’in haddine değildir.
“Böyle Muhalefet İstemiyoruz”
Açıklamasının ikinci bölümünde sert konuşan Karadağ; “Böyle muhalefet istemiyoruz.” diyerek şöyle konuştu:CHP’de üst görevlere gelebilmenin kriterlerinin başında “terörist seviciliği” olduğunu CHP’nin yeni MYK’sında gördüğümüzü üzüntüyle belirtmek isterim. Terörist cenazesinde gözyaşı dökenden tut, sınırımızda PYD olsun diyene kadar kim varsa bu MYK’da önemli görevler verildiğini sizlerde görüyorsunuz. Bu açıdan partinizin muhalif olma, siyaseten farklı duruş sergileme boyutunu aştığını devlet ve millet düşmanlarıyla birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundasınız. Millete karşı siyaset yapma anlayışını terk etmeniz için daha kaç seçim kaybetmeniz gerekiyor? Her seçimde aldığınız oy belli neden üzerine bir şeyler koymak için ülkemiz için yerli ve milli politikalar geliştirmiyorsunuz?CHP, katil Esad’ı destekliyor, darbeci Sisi’yi destekliyor, PKK’yı destekliyor, DHKP-C’yi destekliyor, FETÖ’yü destekliyor. Sonra da hiç yüzü kızarmadan “Milletçe birlik ve dayanışma içinde terörün karşısında olacağız” diyor. Bu yaklaşım tarzı iki yüzlü bir yaklaşımdır.Bu yaklaşım tarzı samimi bir yaklaşım değildir. Biz ülkemizde böyle bir ana muhalefet partisi yaklaşımı istemiyoruz, ve bunu milletimizde içine sızdıramadığı için size bu ülkeyi yönetme emanetini vermiyor, vermeyecektir.”
ÖZEL HAYAT BAŞKA PROSEDÜRLER BAŞKA
Yapılan basın açıklamasının ardından Karadağ, basın mensuplarının sorularını aldı. Kendisine yöneltilen sorular; Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile el sıkıştıkları fotoğraf üzerine oldu. Soruları yanıtlayan Karadağ, sorularda da art niyet aradığını siyaset yaptıklarını ve yerine zamana göre davranmanın gayet normal ve şartlara uygun olduğunu ifade etti.
“Niye Öyle Bir Poz Vermeseydim’ Diyeyim Ki!”
Gazete Değişim imtiyaz sahibi Kerem İriç, Karadağ’a yönelttiği soruda şöyle dedi: “Hdp için pilav dağıtan bir parti var dediniz fakat sokak ve teşkilatınız şunu da konuşuyor; eylemlerinden rahatsız olduğunuz bir partinin belediye başkanı ile siz el sıkışarak fotoğraf veriyorsunuz ve bu gazetelerde montaj değildir diye manşet oluyor. Bu sizi rahatsız etmiyor mu? Doğru bir fotoğraf mı? Cumhurbaşkanı’mızın, Genel Başkan’ımızın ambargo koyduğu bir kimse ile sizin fotoğraf vermeniz biraz garip değil mi? Teşkilattaki mücadeleyi bu kırmıyor mu? Başkanın yanında sizden o fotoğrafı rica eden arkadaşa, “Ben belediye meclisime hakaret eden, cumhurbaşkanımın ambargo koyduğu bir kimseyle fotoğraf vermem.” deseydiniz bu manşet olsaydı daha elle tutulur olmaz mıydı? 10 yıl öncenin fotoğrafı değil. “O pozu vermesek daha iyi olurdu?” deseniz, o fotoğrafı vermemiş olsanız daha iyi olmaz mıydı?”
Karadağ, cevabına, “Niye düşündüğümün arkasından “Öyle bir poz vermesek daha iyi olurdu.” diyeyim ki?” sözleriyle başlayarak şöyle konuştu: “O gün koşullar o şekilde gelişti. Fotoğraf vermem demediğimi nereden biliyorsunuz? Burada da art niyet arıyorum. Biz siyaset yapıyoruz. Biz insanlarla yaptığımız siyaset unsurunda, bu hep böyledir. didişirsin didişirsin, lafını söylersin. Sonrasında da bir şekilde el sıkışırsın, yapacak bir şey yok. Bu el sıkışma ne bir kontratın altına imza atmadır ne bir barışın ifadesidir ne bir söz yada birlikteliğin ifadesidir. siz laf söylersiniz ve arkasından bunu yapabilirsiniz. Bu gayet normal bir şey. Olaya şöyle bakmak lazım; fotoğrafın ne zaman ve ne koşullarda çekildiğini ilk önce bilmek gerekiyor bu yorumları yaparken. Sayın Ülgür Gökhan programı yapmış çıkıyor, bizden el sıkışmamız rica ediliyor. Biz de ricayı kırmamak üzerine bir fotoğraf verdik orada. Evet biz Ülgür Gökhan’ı eleştiriyor, yaptığı siyaseti beğenmiyoruz. Biz Ülgür Gökhan’ın tavrını, tarzını, duruşunu partimize verdiği o onursuz hareketleri de eleştiriyoruz ama burada bu fotoğrafı kullanırken orada şuna bakmak gerekir; iyi niyetli mi yaklaşıldı, kötü niyetli mi? Benim teşkilatım o fotoğrafın verilişini de veriliş tarihini de ne şekilde olduğunu da biliyor. Teşkilat mensuplarım da yanımdaydı. Herkes bunu çok iyi biliyor. İçinde art niyet arayan insanlar bunu farklı bir şekilde yansıtıyor. Art niyet aramak istedikten sonra ararsınız. Siz orada o fotoğrafı yayınlarken ne şekilde konuştuğumuzu, ne şekilde olduğunu, Ülgür Gökhan’a laf sokmadığımı hiçbir şeyi bilmiyorsunuz. Kendinizce bir takım yorumlar yapıyorsunuz. Benim teşkilat içindeki bütünlüğüme fitne sokmak için art niyetli yaklaşımla yorum yapıldığını da görüyorum. Teşkilatımız neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bizde değil art niyet arayanlarda sıkıntı var.”
“İhanet Demeyi Yanlış Buluyorum”
Aynalı Pazar Muhabiri Ümit Çarkal da Karadağ’a “Ak Parti Grup Başkanvekili’miz Bülent Turan’a yakınlığı ile bilinen bir gazetede, şahsınıza ve yönetim kurulunuza karşı bir süredir haberler yapılıyor. Art niyet arıyor musunuz? Bunun sebebi ne olabilir? Fotoğrafa yapılan yorumları görmüşsünüzdür. Reise ihanet ettiğinizi düşünüyor musunuz? Bakanımız havaalanında Belediye Başkanı ya da vekilleri tarafından karşılanıyor. o CHP’ye ihanet ediyor mu? Siz bu haber yazıldığında reise ihanet ettiğinizi düşünüyor musunuz?” ifadeleriyle yönelttiği sorusuna şu cevabı aldı: “Bizler siyasetçiyiz. Siyasetçilerin bir prosedürler gereği davranışları bir de özel hayatımız vardır. Burada asıl sorgulanması gereken ihanet noktasında ben kalkıp da özel hayatımda Çanakkale Belediye Başkanı ile oturup kalkıyorsam, çay kahve içiyorsam sohbet muhabbet ediyorsam, o zaman “Sen reisine ihanet ediyorsun dersiniz.” Yalnız prosedürler gereği ve o şekilde olması gereken bir durum varsa, bunda ihanet demeyi yanlış buluyorum. Ülgür Gökhan’ın Tülay Ömercioğlu’na yapmış olduğu durumdan sonra bu iş bizim cumhurbaşkanımıza kadar gitti. Cumhurbaşkanımız; “Biz protokol gereği 18 Mart’ta kentin Belediye Başkanı’na söz veriyoruz ama böyle bir şey yapıyorsa bunu hak etmiyor yaptırmayacağız.” dedi. Biz reisimize ihaneti; onun dediğini yapmayıp alır konuşturursak yapmış oluruz. Havaalanına da alırsak orada ihanet etmiş oluruz.Kongremizi coşkulu bir katılım ile yaptık. Normalde kongrelerin arkasından eleştiriler olur, hep yaşıyoruz. Bizde bitmeyen ve silsileyi takip eden bir eleştiri var. Benim şahsıma yönelik ithamlar var. Bazı medya kuruluşları yazılar yazıyor. Birisi yazıyor ertesi gün aynı başlığı başka şahıslar, gazeteciler, gazeteci olmayıp sadece internet sitesi olup da gazeteciyim diye geçinenler yazıyor. Bir gün bir gazetede diğer gün öbürüne taşınıyor. Bunlar doğru şeyler değil. gazetecilik de değil. Çanakkale halkı da bu süreci görüyor. Sadece belli basın mensuplarının bu işi yapıyor olmasında halk da art niyet arıyordur.”
Yıldız Sağlam