Bu yıl 10 Kasım’da halkın gündemi olmasa da yeni bir gündem oluşturuldu.
‘Aziz Atatürk’ sözü ile başlayan konu Anıtkabir ziyaretlerine, açıklamalara, övgülere kadar uzandı.
Aslında normaldi ama geçmiş anımsanınca ‘normal’ sözcüğü yerine ‘takiye’ sözcüğü geldi.
Belki de bir başlangıçtı konuya iyimser bakanlar için. Geçen yıl ‘unutulmuş’ olabilir miydi? Olabilirdi pek tabii ki: Peki unutulması normal miydi? Değildi, değildi de ‘unutulmuş ne yapalım’ denilip geçti o yıllar.
Atatürk’ün adını ağzına almadan 18 Mart Deniz Zaferi kutlama mesajı yayınlayanlar 10 Kasım’da farklı ifadeler kullanıp övgüler düzdüler.
Olsun bu da bir gelişme…
En azından geleceğe yönelik ‘kandırıldım’ ifadesinin önü kapandı. Geçmişte kandırıldıklarının içinde belki Atatürk konusu da vardı.
Doğru yolu bulmak ta bir fazilettir.
Darısı Diyanetin başına…
Çünkü; 10 Kasım günü Cuma Hutbesi’nde Aziz Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının adı anılmamış.
Bakın; Türkiye Kamu Sen Çanakkale İl Temsilcisi, Türk Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş ne diyor?
“Bugün 10 Kasım rahmet ve minnet ile andığımız ulu önderimiz Atatürk’ün ölüm yıl dönümü. Cuma namazına gidiyorsun duymak istediğin hutbede Atatürk ve silah arkadaşlarının minnet şükran ve rahmetle yad edilmesini bekliyorsun. Diyanet işleri Başkanlığı geçmişini, atasını, milletini unutmuş ve unutturma çabasında. Riyakarlık yapmayın kardeşim bizi de camilerden soğutmayın”