Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TEOG, MEOG VS.

Sonunda, Sayın Başbakan da

Sonunda, Sayın Başbakan da TEOG ile ilgili açıklama yapmış. TEOG kaldırılınca, ilk 8 yıldaki okul performansı dikkate alınarak, hangi liseye gideceğine karar verilecekmiş. Peki, kim verecek? Yandaşlardan meydana gelen komisyon mu? Sonuçta, alavere dalavere, aga memet nöbete. Ne yaparlarsa yapsınlar, imam hatipliler başarılı olamayınca, sonuçta bu yolu düşünmüşler. Vallahi bravo. Kimse; bizim İmam Hatiplilere karşı olduğumuzu düşünmesin. Asla ve kata. Ancak, bu iş gönüllü olmalı. Zorlama olmamalı. Hani Dinde zorlama yoktu? Sayın AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız karar vermiş. Zaten diğer bakanlara filan gerek yok ki? Milli Eğitim Bakanına soruyorlar. “Sayın Bakan, Üniversite sınavları da kalkacakmış. Bu konuda ne dersiniz?” Sayın Bakan,”Bilmiyorum. Bilemiyorum” diye cevap vermiş. Ne olur ne olmaz. Yukardan talimat gelmeden bir açıklama filan yaparsa, başı derde girecek. Ne şiş yansın ne kebap. Şanlıurfada hastanede geçen bir olay. Bir hasta yakını, hastanede yatan hastasına, çarşaf ve yastık verilmediği için olay çıkarmış. Güvenlik görevlisi ile yaptığı tartışmayı, cep telefonu ile kameraya çekiyor:”Şu anda canlı yayındayız. Bütün Türkiye seni izliyor. Sayın Cumhurbaşkanı. Bakınız, hastanelerin hali bu. Çarşaf, yastık yok”. Hale bakınız lütfen. Şehrin Valisine, Hastane Başhekimine, Sağlık bakanına seslenmiyor. Doğrudan Cumhurbaşkanına. AKP Genel Başkanına. Biliyor ki, diğerlerinin etkisi ve yetkisi yok. Peki, Sayın Cumhurbaşkanı hangi bir işe el atsın? Diğerleri neden görevlerini yapmaz ki? Vatandaşta böyle bir algı oluştu. Zaten AKP liler de, bir iş yapmadan önce,”Genel Başkanımız, liderimiz ne der?” diye kara, kara düşünüyor.

AZICIK GÜLELİM

Ahrette sorgu sırasını bekleyen iki adam birbirleriyle konuşmaya başlamışlar. Birinci adam sormuş: – Sen nasıl öldün?
– Donarak öldüm. – Kötü bir ölüm olsa gerek. Donarak ölmek nasıl bir şey? İkinci adam anlatmaya başlamış:
– Şey, başlangıçta çok rahatsız edici. Titremeye başlıyorsun, bütün el ve ayak parmakların ağrımaya başlıyor. Ama sonrası, ölmek için çok sakin bir yol. Vücudun uyuşuyor, adeta boşluğa sürükleniyorsun, tıpkı uykuya dalmak gibi. Peki ya sen? Sen nasıl öldün?
– Kalp krizi geçirdim. Karımın beni aldattığından emindim. Bir gün ansızın beklenmedik bir saatte eve döndüm, yatak odasına koştum, karımı orada yapayalnız örgü örerken buldum. Sonra bodruma koştum, ama kimseyi bulamadım. İkinci katta da kimse yoktu. Sonra hızla çatı katına vardığımda kalp krizi beni buldu. Oracığa yığıldım ve öldüm. Aynen böyle. İkinci adam üzgün bir ses tonuyla demiş ki:
– Berbat bir şey bu, sadece bir an mutfakta durup buzdolabına bakmayı akıl edebilseydin; şimdi ikimiz de hayatta olacaktık!..Sağlıcakla kalınız.

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech