Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ÜÇ BUÇUK ALDIK!

Ya da Attık! Gündem

Ya da Attık! Gündem yoğunluğundan kaynadı gitti. Sahi, Memur ve Memur emeklileri, 2018-19 yıllarında ne kadar zam alacak? 3,5 mu atacak, yani alacak, dört mü? İktidar yalakası Sarı Sendika, milyonlarca memur ve emeklinin hakkını gasp etti. Yazıklar olsun. Hükümetle danışıklı dövüş yapıldı. Kırmızı çizgilerimiz var denildi. Kalemi verdiler, mürekkep vermediler diye feveran edildi. Sonra mı, üçün birine bile değil, yarımına tav oldular. Kedi gibi sessizleştiler. Zira aynı yolun yolcusu bunlar. Memurları; kendi sendikanıza, tayin terfi ile korkutarak zorla kaydettirip pazarlık yetkisini alıyorsunuz. Sonra da, memur temsilcisi gibi davranmıyor, hükümet tarafında yer alıyorsunuz. Bu kadar tantana. Bu kadar patırtı üçün yarımı için miydi? Bari bıraksaydınız da, Hakem heyetine kalsaydı. MEMNUN SEN başkanı, o günden beri görünmüyor. Çok MEMNUN olmalı Memnun Sen başkanının, ortaya çıkacak yüzü yok herhalde. Ya da kendisinden öne genel başkan olup da şimdi milletvekili olan zat gibi milletvekilliğine mi hazırlanıyor? Yakışır. Memurları sattı. Hükümete yağcılık etti. Tabi ki vekilliği hak etti. Yahu ne biçim insanlar bunlar? Sendika dediğin üyelerinin hakkını savunur. Bunlar tam tersini yaptılar. İki yıllık antlaşmanın memur ve emeklisine getirisi, aylık 19 lira. Evet. Yanlış duymadınız. Bozdur bozdur harca. Eskiden, bu gibi sendikacılar, kendi üyelerini satanlar için, SARI SENDİKA derlerdi. Şimdi kendileri de aynı duruma düştüler. Ne diyelim ki? Korkudan bu SARI SENDİKA’ya üye olanlar düşünsün. Memnun Sen gibi, memnun iseler, Allah mesut, bahtiyar etsin. Bize mok yemek düşer.

GEL DE, GÜL!

Yani, bu vahim durumdan sonra gülmek, tebessüm etmek, biraz zor ama ne yaparsınız ki, Dünya dönüyor. Bir kahkahanın, yarım kilo pirzola olduğunu düşünürsek, gelin zor da olsa gülelim. Nasreddin Hoca, hayvanlarına ağır yükler yükleyip, onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binen Hoca, köy meydanında dolaşmaya başlamış, işin garibi de, dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyormuş. Şaşırıp sormuşlar: – Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun, bu nasıl iştir? Hoca hemen cevabı yetiştirmiş:- Zavallı hayvan, zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana, sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor, bu kadar hizmetlerinden sonra, dolu çuvalı da ona mı yükleyecektim? Bu yüzden ben vurdum çuvalı sırtıma.**** Kamyon yolda ilerlerken freni patlamış ve önünde kırmızı ışıkta bekleyen bir araca arkadan vurmuş. Arabadaki adam öfkeyle aşağıya inmiş ve kamyoncuya bağırmış. Kamyoncu özür dilemiş: – Ne olur beni affet abi, frenim patladı duramadım. Adam da kamyoncunun özrünü kabul edince, yola devam etmişler. Yarım saat sonra bir çukura girip sarsılınca, kamyon yine aynı araca arkadan vurmuş. Arabadaki adam yine öfkeyle inerek kamyoncuya bağırmış. Kamyoncu yine özür dilemiş: – Ne olur affet abi, fren patlak olduğu için yine duramadım. Adam özrü kabul edince, yine yola devam etmişler. On beş dakika sonra bir virajı dönerken, hızını alamayan kamyon yine öndeki araca arkadan vurmuş. Arabadaki adam tam öfkeyle aşağıya inecekken, kamyoncu camdan kafayı çıkarıp, bağırmış: – Devam et abi, yine ben…

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech