Bayram öncesi tatili dikkate almazsam yarın Kurban Bayramı’nın ilk günü… Kurbanlar kesilecek, dar gelirlinin evine et girecek. Küskünler barışacak, mutlu bir bayram tablosu çizilecek.
Büyüklere bayram ziyareti, küçüklere harçlıklar derken bayram bitecek ve asgari ücretli Mehmet Bey oturup 20 yıllık karısı ile ekonomi sohbeti gerçekleştirecek.
“Hanım bu bayram perişan olduk. Kurban kesemedik ama çocuğun masrafı, eş dost ziyareti , eli boş gidilmez anlayışı bitirdi bizi… 1410 liralık maaşın iki katı borçlandık. Ne yapıp edip önümüzdeki ay açığı kapatmamız lazım”
Düşünüp taşınıp yaşamak için yeni formüller bulur asgari ücretliler…
“Bu yazı şimdi bayram öncesi yeri mi? İnsanların moralini bozmak veya demagoji yapmak zaten moda oldu” diyenler olabilir. Zaten onlar öyle deyip eleştiri oklarını yöneltsinler diye yazıyorum.
Bayram tatilinin on gün olduğuna sevinen asgari ücretli belki tatil değil ama ek iş yapacağı için seviniyordur.
Durum budur.
Geçinebilmek , bayram da olsa özel gün de olsa yine bir numara…
Peki geçmiş yıllarda aynı sıkıntı yok muydu da bugün sırf AKP’yi eleştirmek için böyle tablolar ortaya konuyor.
Geçmiş yıllarda da asgari ücrette sıkıntı vardı.
Örneğin, 1999 yılı Ocak ayında asgari ücret 57.62 TL. O para ile tanesi 5 liradan 11.52 adet küçük altın satın alınabiliyor. Yıl 2010. Asgari ücret 577 lira. Küçük altın fiyatı 91 lira. Asgari ücretle 6.34 adet altın alınabiliyor. Yıl 2017 asgari ücret 1404.06 lira, küçük altın 240 lira, asgari ücretle 5.85 adet küçük altın alınabiliyor.
Seneye Allah kerim…
Bayramınız kutlu olsun…