17 Ağustos1999 Gölcük depremi… 18 yıl önce meydana gelen Gölcük depremi ülkemizin en uzun 45 saniyesidir. 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralanmış ve on binlerce ev, iş yeri yıkılmış veya hasar görerek kullanılamaz hale gelmişti.
Bugün, sosyal medya başta olmak üzere o depremi unutmadığımızı belirten ifadelerle öne çıkmaya çalışıyor ve rahmet dileyerek günü geçiriyoruz.
Oysa o günden bugüne neler unutuldu neler? Müteahhidinden, yardımına kadar tam bir kaostu. Geçmişe sünger mi çekelim?
Hayır çekmeyelim fakat geçmişten ders alıp günümüzde ‘biz hazırlıklıyız’ diyebilelim.
“Depreme hazırlıklıyız” diyebiliyor muyuz?
Hayır…
Geçmişe rahmet okuyor muyuz?
Evet…
Konunun uzmanı Jeoloji Mühendisi Doğan Perinçek, “ Bir jeolog olarak tek dileğim, her an gelebilecek büyük Marmara depreminin bize ihtiyacımız olan zamanı bırakması. Beklenen deprem Marmara Denizi veya Marmara Denizi dolayında olabilir. İstanbul dışında Kuzey Anadolu Fayının geçtiği herhangi bir yerde büyük depremi yaşayabiliriz. Yetkililerin ya da bilim insanlarını bu konuda gayretleri uyarıları yeterli değil. Halkımıza da büyük görev düşüyor” diyor.
Bugüne kadar yüzlerce kez halkın eğitilmesi çağrısında bulunan Perinçek yönetenlere güveninin azaldığını ifade ediyor.
Neden acaba?
Kimsenin umurunda değil de onun için olabilir mi?
Siz karar verin.
Perinçek aynen şöyle diyor;
“ Depremin zararını azalmak için değil de rant için gayret gösteren kişileri denetlemek hem yerel yönetimlerin hem de halkımızın görevi. Deprem korkusunu ranta çevirmek isteyenlere ve bunu siyasi amaçları için kullananlara fırsat vermeyelim. Her geçen gün daha da kirlenen ticaret hayatının denetlenmesi ancak halkımız tarafından sağlıklı bir şekilde yapılacağı inancındayım. Bunu söylediğim için üzgünüm; itiraf ediyorum benim bizi yönetenlere güvenim azaldı! Bunun için delil mi istiyorsunuz. Özellikle İstanbul’da yeniden yapılaşmayı yapan kuruluşlardan bazılarının içler acısı tutumuna yakından bakın”
Neyi unutup, neyi unutmadığımız aslında açıkça belli değil mi?