Geç Helenistik ve erken Roma döneminde hamamlarıyla, dükkanlarıyla,heykelleriyle bölgenin yıldızı olan Apollon Smintheus’un sönen ışığı yeniden parlayacak.
38 yıldır Prof. Dr. Coşkun Özgünel’in kazı başkanlığını yaptığı alanda yer altında kalan tarihi değerler gün yüzüne çıkarılmaya
devam ediyor. Apollon Smintheus Tapınağı 38 yıldır verilen emekler ile ‘ben buradayım’ demeyi sürdürüyor. İÇDAŞ’ın bir süredir Çanakkale’deki ören yerlerine sponsor olması ile arkeolojik kazılar büyük ilerleme kaydetti. Devam eden çalışmalar ile bilinmeyen yeni yapılar da toprak altından çıkarılıyor. Çok küçük bir kısmı hariç yok edilen Apollon heykeli de heykeltraş Tuğrul Selçuk tarafından yeniden inşa ediliyor. Bölgeyi canlandırmak adına Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı ve Çevresi Güzelliştirme ve Turizm Derneği isminde bir de dernek kurulmuş durumda.
“…Ey Khryse’yi, kutsal Killa’yı koruyan gümüş yaylı, Tenedos’un güçlü kralı Smintheus, dinle beni,
bir gün sana yaraşır bir tapınak yaptıysam, boğaların, keçilerin, yağlı butlarını yaktıysam senin uğruna,
şu dileğimi tez elden yerine getiriver:
Gözyaşlarımın öcünü al Danolardan, oklarınla…” (İlyada Destanı’ndan)
Mitolojiye göre Zeus ve Leto’nun oğlu Apollon; müzik, sanat, güneş, ateşin ve şiirin tanrısıdır. Suya bakarak gelecekten görüntüler görme yeteneğine sahiptir. Apollon aynı zamanda hekimliğin, ışığın ve gerçeğin tanrısıdır. Artemis’in ikiz kardeşidir. Gümüşten bir yayı ve altından bir liri vardır. Anadolu kökenlidir. İlyada destanında Troyalıların yanında yer almıştır. Apollon, farelerin tarlalara, buğday ambarlarına verdikleri zararlara karşı insanlığın koruyucusudur. Apollon zorba hükümdarları, farelerden aldığı veba mikrobunu okuna sürerek onları cezalandırmasıyla da bilinir.
Bir hikayeye göre milattan önce iki binli yıllarda Girit’ten göç eden insanlar Gülpınar höyüğünde kamp kuruyorlar. Bu arada da farelerin hücumuna uğruyorlar. Fareler insanların tahılını tahrip ediyor, deri kalkanlarını kemiriyor. Bunun için insanlar ‘bizi bu farelerden kurtar’ diye tanrı Apollon’a yakarıyorlar… Ve Apollon Smintheon Tapınağı kuruluyor. Yunan filozof Polemon bir yazıtında; “Troas’ta yaşayanlar farelere saygı gösterirler ve orada fareye sminthos derlerdi. Buna sebep ise, farelerin düşmanların silahlarındaki deri bölümleri kemirmeleri gösterilir. Bundan dolayı da Apollon’u Smintheus olarak adlandırmışlardır” demiştir.
Polemon; “Kutsal yol arkalarında kalmıştı. Heybetli sütunların çevrelediği tapınağa hayranlık ve inançla baktılar. Hamamda arındıktan sonra yanlarındaki zeytinyağı dolu küpleri kahine verdiler. Başrahibe, kahinin peşi sıra, kutsal mağaraya girdi. Apollon’un ışığı rahibelerin üzerinde parlıyordu“
Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı, Homeros’un İlyada Destanı’nda anlattığı kabartmaların yanında mimari tasarımı, hamamları, içinden geçen kutsal yolu ve mimarisi ile dikkat çekiyor. Ion stilinde yapılan tapınak, Troas bölgesinde tek örnek olarak öne çıkıyor. Tapınakta pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plan ve tasarımı kullanılmış. Tapınağın ölçüleri ise dar yüzler 23.20 metre, uzun kenarlar ise 41.65 metre boyutlarında. Tapınak yapımında üç farklı tür taş kullanılmış… Temel, yöreye özgü volkanik tüf taşından; tepesi çevrede çok görülen andezit-bazalt taşından, temel ve 11 basamak ise en son kaplaması mermerden yapılmış.
Binlerce yılın izi otuz sekiz yılın emeği
Milattan önce ikinci yüzyılda inşa edildiği ifade edilen Apollon Smintheus Tapınağı kalıntıları ilk kez 1785 yılında Babakale’den Alexandria Troas’a giderken tapınağın toprak üstündeki kalıntılarını gören Jean Baptista Le Chevalier tarafından keşfedildi ve arkeoloji dünyasına duyuruldu. Yaklaşık 75 yıl sonra R.P.Pullan, Gülpınar’a gelir ve kazı kararı alır. Pullan, 1866 yılında kazılara başlar tapınakta çalışır. Bu sürecin ardından Apollon Smintheus yaklaşık 100 yıl boyunca unutulur. Bu yüz yıllık süreçte alana zeytinyağı fabrikaları yapılmış, bahçe olarak kullanılmış ve taş ocağı kurulmuş; mermerler yakılarak kireç yapılmak istenmiş. 1966 yılında H. Weber araştırma yapmak üzere alana gelir, ancak tarihi gün yüzüne çıkarma adına bir ilerleme kaydedemez. Çanakkale Arkeoloji Müzesi 1971-1973 yılları arasında alanda sondaj çalışmasında bulunmuş. Binlerce yıldır toprak altında kalan değerler 70’li yılların sonunda sonunda başlanan araştırmalar ile gün yüzüne çıkartılmaya hazırlanır. 80’li yılların başında, günümüzde tapınağa giden sokağa adı da verilen Prof. Dr. Coşkun Özgünel tarafından başlanan kapsamlı kazı ve restorasyon çalışmaları ile tarihi değerler gün yüzüne çıkmaya başlar. Prof. Dr. Özgünel Apollon Smintheus kazılarını günümüze kadar sürdüren baş isimdir. Apollon Smintheus 38 yıldır Prof. Dr. Özgünel önderliğinde sürdürülüyor. Venedik tüzüğü ilkelerine göre restore edilen Apollon Smintheus tapınağının, günümüzde yıldızı parlamaya devam ediyor.
Apollon heykeli yapılacak
Günümüzde kalan kısmı sadece baldır ve diz arasında kalan bölgesi olan zamanında tapınak içinde bulunan Apollon heykeli, heykeltraş Tuğrul Selçuk tarafından yeni bir yorum getirilerek yapılıyor. Çağdaş sanat ve mitolojik ögelerin birleşimiyle yapılacak olan eser alanında dünyada bir ilk olacak. 5 metre 20 santimetre uzunluğunda planlanan heykelin önümüzdeki sene tapınak içerisinde yerini alması planlanıyor.
İki farklı medeniyetin yapıları üst üste sergilenecek
Kazı ekibinde yer alan Yar. Doç. Dr. Davut Kaplan tarafından tapınağın kuzey bölgesinde yürütülen çalışmalarda, bu yaz yeni yapılar ortaya çıkarıldı. Yar. Doç. Kaplan tarafından son olarak 36 metre uzunluğunda, alandaki hamamlara su sağlayan bir depo bulundu. Çalışmalar sürdürülüyor. Kaplan, kuzey cephesindeki çalışmalar tamamlandığında alanda bulunan Osmanlı çeşmesinin altında gün yüzüne çıkarılacak olan Roma yapısının dünyada bir ilk olacağını belirtti. Çalışmalar sonucunda 19. yüzyıldan kalma çeşme ile iki bin yıl öncesinden kalan Roma yapısını altlı üstlü görebileceğiz.
Bahçe ve fabrikalar engel
Kazı alanının bitişiğinde yer alan özel mülk bahçe ve yağ fabrikası nedeniyle kazılar o bölgelerde devam ettirilemiyor. Kazılar, ören yerinin yan kısmında olan bahçenin sınırına kadar devam ettirilebilmiş. Bahçe sahibinin bahçesini satmak için 300 bin lira talep ettiği öğrenildi. Ayrıca tarihi alanın giriş kısmının yukarısında bulunan yağ fabrikasının alt kısmında da çok büyük ihtimal ile tarihi kalıntıların olduğu dile getiriliyor.
“1980 yılında geldiğimizde toprak yığınıyla karşı karşıyaydık”
Apollon Smintheus’un gün yüzüne çıkarılmasında en büyük katkısı olan Prof. Dr. Coşkun Özgünel ilk geldiği yılda ne ile karşılaştığını şu sözlerle anlattı; “1980 yılında geldiğimiz zaman burada 6 metre toprak yığınıyla karşı karşıyaydık. Bugün alanda olanların hiçbir tanesi yoktu. Arka kısımda yağhane vardı. Tapınağın çok tahrip olmuş temellerini bulduk. 1996 yılında tapınağın güneybatı köşesindeki merdiven kısmında onarıma başladık. Zaman içinde birçok kimse o köşenin özgün olarak korunduğunu sandı; halbuki orası sıfır noktasıydı, hiçbir şey yoktu” dedi.
“Tapınağa o dönemde kimin sponsor olduğu hakkında elimizde yazıt yok”
Prof. Dr. Özgünel; “Apollon Smintheus Tapınağı İsa’dan önce 130 -150 yıllarında arasında yapılmış. Tapınağa o dönemde kimin sponsor olduğu hakkında elimizde hiçbir yazıt yok. Ancak Amasyalı ünlü coğrafyacı Strabon Apollon’un kutsal alanı içinde yer alan heykelin Bodrumlu heykeltraş Skopas tarafından yapıldığını söylüyor. Skopas tarafından yapılan Halikarnas Mozolesi de M.Ö dördüncü yüzyılın ortasında yapılmış. Skopas 150 sene yaşadı da bu heykeli yaptı? Muhakkak Skopas’ın ya öğrencisiydi ya da o adlı başka bir heykeltraş vardı. İsa’dan sonra büyük Konstantin zamanında İstanbul surları yapılırken buradan bir çok mermer, andezit ve kireçtaşı İstanbul’a götürülmüş. Aşağı yukarı 5 metre uzunluğundaki Apollon heykelinin de o dönemde parçalandığını tahmin ediyoruz. Bizanslı Stephanos diye bir yazar ise Apollon heykelinin başının Bizans surları içerisinde malzeme olarak kullanıldığını söylüyor. Bizim müzemizde Apollon heykelinin baldır ile diz arasında kalan bölümü sergileniyor. Homeros’un Troia Savaşı ile ilgili anlattıklarına Apollon Smintheus tapınağının işlemelerinde görüyoruz. Kazılarda elimize geçen frizlerde, kabartmalı sütunları bizim lokal müzemizde görebiliyoruz”
“İÇDAŞ dışında sponsor olan yok”
Prof. Dr. Özgünel kazı çalışmalarını ilerletmelerinde İÇDAŞ’ın büyük katkıları olduğunu belirtti ve şunları söyledi; “İÇDAŞ’ın büyük katkılarıyla kazı biz bunları yaptık. İÇDAŞ sponsor olmasaydı Güneybatı köşede yaptığımız üç sütunun dışında hiçbir şey yapamazdık. İÇDAŞ, Çanakkale bölgesine ekonomik ve kültürel olarak çok büyük katkı veren bir özel sektör. Gönül isterdi ki farklı bölgelerde, sanayinin yoğun olduğu antik kentlerin bulunduğu bölgelerdeki büyük firmalar tarafından sponsor olunarak desteklenilmesi ve kültür varlıklarımızın restore edilmesi için yardım etmelerini… İÇDAŞ dışında bir ilde dört büyük kazıya sponsor olan başka hiçbir sanayi kuruluşu, özel sektör yok” dedi.
“Anadoluda fare bayramlarının yapıldığını gördük”
Profesör Özgünel; “Anadolu’da fare bayramlarının yapıldığını gördük. Bu kültün yine Homerosun anlattıklarına göre Bozcaada’da doğduğu görülüyor. Fare kültü Troas ve Bursa’nın içinde yer aldığı bölgede ortaya çıkmış. Daha sonra Batı Ege’den Güney’e doğru gitmiş”
Meslektaşları bir tepeye onun ismini verdi
Prof. Dr. Özgünel; “İsa’dan önce beş binli yıllarda, Neolotik çağda Gülpınar’da yine yaşam var. Keşfettiğim tepeyi meslektaştarım ‘Coşkuntepe’ olarak literatüre işledi. Erken Helenistik çağa kadar geçen 4 bin 500 yüz yılda iklim koşulları veya çeşitli sebeplerden burada bir yerleşim göremiyoruz. İsa’dan önce dördüncü yüzyılda Gülpınar’da yaşam yeniden ortaya çıkıyor”
Turist neden az geliyor?
Bölgeye turistin neden az geldiği sorusunu cevaplayan Prof. Dr. Özgünel; “Burada turizm şirketleri ve turist rehberlerine komisyon verecek malzeme yok; yani ne halıcı dükkanı var, ne hatıra dükkanı var, ne dükkan var, ne de çevrede turiste yemek yedireceği yer var… Bunun çözümü için Kültür Bakanlığı’nın hazırladığı turizm acentalarının güzergahlarını etkili olmalı. Alexandra Troas’tan, Gülpınar ve Assos güzergahının işlenmesi lazım. Çanakkale’deki turizm acentaları sadece Assos’a ve Truva’ya götürüyor; niye buraya getirmiyorlar?” dedi.
Yeni kurulan dernek bölge için çalışacak
Bölgeyi canlandırmak adına Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı ve Çevresi Güzelliştirme ve Turizm Derneği isminde bir de dernek kurulmuş durumda. Dernek yönetiminde, Ayvacık Belediye Başkanı Mehmet Ünal Şahin, Gülpınar köyü muhtarı Ünal Karagöz ve Apollon Smintheus Kazı Başkanı Coşkun Özgünel isimleri de yer alıyor. Derneğin başkanlığını İdil Dişçi, Başkan Yardımcılığını ise Sema Acar üstleniyor.
Atakan Alkış