Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yavru Kediler Kaderlerine Mahkum

Kedi barınaklarına karşı kurumların

Kedi barınaklarına karşı kurumların ilgisizliği ve bakımsızlığı nedeniyle minnacık yavru kediler ya sakat kalıyor ya da ölüyor. Yaş mama dahi olmayan barınaklarda, dişleri çıkmamış yavru kediler kuru mama kemirmeye çalışarak açlığa mahkum ediliyor.

Kurumların ilgisizliği yavru kedilerin telef olmasına neden oluyor diyen Çanakkale Hayvanseverler Derneği’nden Filiz Yıldız Mutay, gazetemize yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Küçücük yavrular kuru mama yiyebilir mi? Hastalıktan telef oluyor küçücük yavrular. Bakımın, güvenin olduğu yerde tüm canlılar yaşayabilir. Düzenli olarak burada bu hayvanların başında hiç kimse yok. Gönüllü gelirse kalıyor. Bu küçücük yavrulara sabah gelip de süt bırakmakla olmuyor. Bu yavrular kendilerine bakamazlar. Bunların başında sürekli ilgilenen birileri olmalı. Kurumlar gönüllü vatandaşları desteklemediği sürece gönüllüler yetersiz kalıyor. Biz gönüllüler olarak diyoruz ki kurumlar artık kanunen üzerilerine düşen görevleri yapsınlar o bize yeter. Başka bir şey istemiyoruz. Yavrulu anneleri ayırmalı, yetişkin kedileri ayırmalı çünkü bir sürü yetişkin kediden yavrularını korumak isteyen anneler, diğer kedilere cephe alıyor. Sonra arada ezilen yavrular da oluyor. İçki içmeye gelenler, tinerciler hep bu parka geliyorlar. Burada bir güvenlik kamerası dahi yok. Ayrıca bu yavru kedilerin trafiğe çıkmasına engel olacak bir sette yok. Kediler buradan atlayıp yola çıkıp eziliyorlar. Hastalık, trafik, insanların sevmemesi, çocukların elinde oyuncak olmaları nedeniyle çok zor durumdalar. İnsanlar çocuklarına hiç terbiye vermiyorlar bu konuda. O yüzden burada, bu yavruların başında bunları kontrol edebilecek birileri durmalı. Geçen gün şurada bir kedi ağaçtan düşmüş. Düşerken de tellere çarpmış burnu zarar gömüş. Şarıl Şarıl kanıyordu burnu. Şanslıymış ki o sırada biz buradaydık. Hemen aldık veterinere götürdük. Ya biz burada olmasaydık o sırada. Yani işte burada sürekli bu kedilerin başında duran onlarla ilgilenen birileri olmalı. Sadece gönüllülerle olmuyor. Bakın mesela şimdi burada yaş mamamız yok. Ben ne vereceğim bu yavrulara. Belediyeye ve doğa korumaya söylüyoruz. Diyoruz ki bakın yavru kediler kuru mama yiyemezler. Bu yavruların dişleri yok ki. Yiyemiyor yavrucaklar. Bak kuru kuru bir şey kemirmeye çalışıyor yavrucak. Bunları görebilmek için şöyle bir sahaya inip dolaşmak lazım. Yani biz o yurt dışlarına giden, 5 yıldızlı otellerde kalan, onların beklediği tarzda bir hizmet istemiyoruz. Kanunlara uygun yaşam haklarına uyacak hizmetler istiyoruz. Bunu dillendiren kurumlar bunlarla karşımıza geliyorlar ya, işte hak, adalet, eşitlik, inanç şu bu. Bir durup yaptıklarını görmeleri lazım.”

SAMİMİYET BEKLİYORUZ

“Söylemler ile eylemler birbirlerini tutmalı. Samimiyet bekliyoruz. Biraz samimiyet ile şu yüreklerin açılması lazım. Mesela Sarıçay’ın orada bir kedi evi var. Yan taraftaki işletme sahibi pist pist diye kovuyor kedileri. O zaman neden oraya kedi evi yaptın. Ya da kedi evi yaptıysan o işletmenin terbiyesini vereceksin. Hayvan senin işletmenin içine girmediği takdirde park istediği gibi dolaşabilir bu hayvan. Ama adam istemiyor ve biz kimseye anlatamıyoruz bunu. Nasıl anlatacağım bilemiyorum. İngilizce mi? Fransızca mı? Nasıl konuşacağız? Hangi dil olacak? Bilemiyorum. Göstermelik kahramanlar yaratıyorlar. Sahaya inmeden birisinin ismini yücelterek. Sahadaki sorunlar çözülerek o sorunlar üzerinden gidilmesi gerekiyor. Kişiler üzerinden değil. Çünkü o kişi sesini çıkarmıyor. Eleştiri yapmıyor. Yorum yapmıyor. Oh ne güzel günlük güneşlik her şey ya. O kadar doluyuz ki. O kadar doluyuz yani. Bu kent özgürlüklerin kenti diyoruz. Bu kent yaşama hakkına saygı duyan kent diyoruz. Bu kent bütün çevre ve doğa tahribatına karşı koyan kent diyoruz. Bakıyoruz… Artık söylenenlerin samimi şekilde eyleme dökülüp, icraata geçilmesi gerekiyor. Herkes taşın altına elini koyacak kardeşim. Birlikte yaşıyoruz diyorsak, birlikte yaşama kültürünü bu şekilde oluşturacağız. Bir tarafı yok edip, ezip, bir tarafı da böyle yukarıya kaldırmacağız. Eşitlik, adalet herkes için gerekli. Bir taraftan ilçelerden gelen şikayetleri değerlendirmeye çalışıyoruz. Bir taraftan kedi evlerine yetişmeye çalışıyoruz. Apartmanda bir tane kedi doğurmuş. 6 tane yavrusuyla, ‘ya alın, ya atın, ya da öldüreceğiz’ diyorlar.” Üç tane seçenek. Hadi aldık. Ne yapacağız. Benim evimde 9 tane kedi var. 4 tanesi engelli… Hep bunlar alayım bakayım. Sonra da kıyamıyorsun.” dedi.

Sabih Can Durmuş

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech