Dün gece oturdum, arşivi düzenlemeye niyetlindim. Hep aynı duyguları ve olayları yaşıyorum. Fotoğraflara bakıp isimlendirirken, yada sıraya koymaya çalışırken o yıllara gidip, yapmam gerekeni yapamıyorum. Ya da en azından işimi hızlandıramıyorum.
Bazı fotoğraf karelerinde ise insanın yüreği titriyor. Bir bakmışsın hayat avucunun içinden uçup gitmiş. Yıllar insandan çok duygu, düşünce alıp gitmiş. Bir de şunu anlatıyor geçmişe ait fotoğraf kareleri. Herkesin bir dönemi vardır ve bu dönem gelir, yaşanır ve biter. Gerçekten de böyle. Önemli olan nasıl gittiği değil. Nasıl bittiği.
Benim gibi orta yaş grubu olarak şimdi geçmişe hep birlikte dönelim. 12 Eylül sonrası pazarda satılan buğdaya bile EVREN ismi verilmişti. Bu ismi taşıyan sokakların caddelerin, parkların, alt geçit, üst geçitlerin sayısını bile hatırlayamazdık. Şimdi hatırlayan var mıdır. Sanmam, sanmıyorum.
Sonra yine tek partili güçlü iktidar dönemlerini anımsayalım. Seçim konvoylarının ardı, arkası kesilmezdi. Konvoya giren araçların sayısı ile seçim falı açılır, oy oranları tahmin edilmeye çalışılırdı. Papatya falına bakılmaz ama her kentte PAPATYALAR vardı. Şimdi beklide kendileri bile hatırlamıyorlar. Kendilerinin belleklerinden bile silindi o yıllar.
Kimse kusura bakmasın, kimseyi suçlamıyorum. İtham da etmiyorum. Sadece arşivi derlerken anımsadıklarımı sizlerle paylaşıyorum hepsi bu. Yine bir gün gelecek ve birileri arşivlerini derlerken, bu günler içinde bir iki satır notunu düşecektir. Bir dönemin kudretlileri bir süre sonra hatırlanmıyor bile.
Önemli olan o yılların içersinden, fulü çıkmış fotoğraf karesinde bile kendisini belli etmek olmalı. Gerçekten de o yıllardan kalma bazı isimler, hala duruşuyla, davranışıyla, eserleriyle, hizmetleriyle kısacası ismiyle hafızalarda yaşıyor. İçlerinden öyle isimler var ki yaptıklarıyla, eserleriyle toplumsal hafızalara girmiş, tap tazeliğini sürdürüyor.
Kimisi bakanlık, kimisi başkanlık, asıl olan da A D A M L I K duruşları unutulmuyor.