Geçtiğimiz Hafta sonu ilk kez 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Milli Birlik ve Demokrasi günü dolayısıyla bir dizi etkinlikler düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Türkiye genelinde yapılan etkinlikler, sabahın erken saatlerine kadar devam etti.
Çanakkale’deki etkinlikler Vali Orhan Tavlı başta olmak üzere Cumhuriyet meydanında toplanılıp İstiklal Marşı okunduktan sonra Atatürk anıtına çelenk konulması ile başladı. Yürüyüşe tüm protokol üyeleri katılırken, son derece coşkulu bir yurttaş topluluğu da büyük ilgi gösterdi. Gece de bir dizi etkinlikler gerçekleştirildi. En fazla ilgiyi ise su perdesi çekti.
15 Temmuz tarihi yeni yeni anma literatürümüze giriyor. Gelin bu tarihi hep birlikte şehitleri anma ve milli birlik günü haline getirelim. Kimse kimsenin üzerinde olmasın. 15 Temmuz tarihi kimsenin de malı haline getirilmesin. Tarih bir gün mutlaka daha fazlasını yazacaktır. 15 Temmuz günü Türkiye, gerçekten uçurumun kıyısından döndü. 15 Temmuz anmaları günü biraz da bundan dolayıdır ki kutlamaya dönüştürülmelidir.
Bu ayrımı, bu çizgiyi iyi ayırt etmek gerekir. 15 Temmuz’un yıldönümünde Çanakkale’de tüm kurum ve kuruluşlar bir araya geldi. İşadamlarından esnafına, öğrencisinden, derneklerine, sivil toplum örgütlerinden resmi daire çalışan ve yöneticilerine kadar herkes FETÖ terör örgütüne lanet okudu. O geceye kadar bu düşünceye güç verenler, yol açanlar mutlaka kendiliğinden pişmanlık duyuyordur. Mutlaka vicdanen öz eleştiri yapıyorlardır. Bunları da belirtmek boynumuzun borcudur.
15 Temmuz gecesi yapılan anma törenlerinde Valimiz Orhan Tavlı, alandan hiç ayrılmadı. Gestaş, kurum olarak, gece için ne gerekiyorsa, lojistik olarak yerine getirdi. Bu kurumların hakkını da kendilerine teslim etmek gerekir. ÇTSO yönetimi kentin farklı alanlarına günün anlam ve önemini belirten afişler, dövizler asarak, katkısını sundu. FETÖ terör örgütü ile mücadele önümüzdeki süreçte daha anlamlı, daha özü ve içeriği dolu bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Tam bağımsız Türkiye için önce çok çalışmalıyız. Üretmeliyiz, araştırmalıyız. Din ile devlet işlerini birbirinden ayırıp her ikisine de sahip çıkmalıyız. Bizi yönetenler, AVM kültüründen çocuklarımızı kurtarmalıdır. Üretime dönük, yatırımlar yapılıp, AR-GE laboratuvarlarını çoğaltmalıyız. Devlet idaresinde ve çalışanlarında mutlaka liyakat sistemi hayata geçirmeliyiz. Bunları yaptığımız zaman hiçbir dış mihrak ülkemizin düzenini bozmaya ne cesaret edebilir, ne de istediğini alabilir.
Gün birlikte çalışma, araştırma, yönetme ve birlikte olma günüdür.