Üreten kesim sesini duyuramıyor.
Üreten kesimin temsilcileri yüksek sesle konuşuyor ama yine duyulmuyor.
Medya yeterince üretenin sesini duyurmuyor…
Tarım ve sorunlar gündeme gelip sonra yok oluyor…
Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu ‘ çok önemli’ tespitlerde bulunuyor…
“ ZMO Çanakkale şubesi olarak tarım ürünleri ithalatında gümrük vergilerinin indirilmesine ilişkin tepkileri bir süredir izliyoruz. Sorunun esas sahipleri Ziraat Odalarıdır. Ancak Ziraat Odaları ya hiç tepki göstermemekte ya da çok cılız bir ses vermektedirler. Şunu açıkça ifade edelim: Kasaplık hayvan, karkas et, buğday ve arpa gibi bazı tarım ürünlerinde indirilen gümrük vergileri nedeniyle, zaten can çekişmekte olan tarımımız can verecektir”
Medyada o habere ‘altın makas’
Uyarıyorlar…
Bir zamanlar tarım ülkesi olarak anılmamıza karşın tarım politikalarında yapılan hatalar (bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek) ile Ülkemiz tarımda net ihracatçı iken net ithalatçı durumuna düşürülmüştür. Çiftçimizin bu yıl da ” hasat bayramı”, gümrük vergilerini düşüren kararlarla cenaze merasimine dönüşmüştür. Karar vericiler, bu ülkede ithalat ile tüketici fiyatlarının bu güne kadar ASLA düşmediğini bilmezler mi? Danışmanları da mı bilmez? Türkiye’de tarım sektörü ne yazık ki uzunca bir süredir “bir ileri iki geri” yapmaktadır.
Hayvancılığı ele alalım. Örneğin şu anda Tarım Bakanlığı destekli onlarca proje yürütülmektedir. Hele bunlardan birisi var ki, Cumhuriyet tarihinde eşine az rastlanır nitelik, kapsam ve büyüklükte bir proje, “Halk Elinde Hayvan Islahı projeleri”. Hayvancılığımızın kalkınması için Devlet bu projelere büyük paralar harcamaktadır. Ancak öte taraftan aldığı yanlış kararlarla bu projelerin etkilerini ve sürdürülebilirliklerini tehlikeye girmektedir. Bu durum kamu kaynaklarının heba olması anlamına gelmektedir. Ne yazık ki Tarım Bakanlığı da bu konuda suskundur.
Kesin olan bir şey var ki hayvan ithalatı tüketici fiyatlarını düşürmeyecektir. Çiftçimizi vuracaktır. Bunun anlamı, geçim sıkıntısına düşecek olan çiftçimizin, bakamayacak olması nedeniyle elindeki damızlık hayvanları elden çıkartması demektir. Her kriz döneminde olduğu gibi yine bir kısım çiftçimiz hayvancılığı terk edecektir. Sanılmasın ki bu çiftçilerimizin yerine bu işi büyük çapta yapacak birileri gelecek… Artış eğilimindeki damızlık hayvan sayımız yine darbe alacaktır. Bu güne değin ithalat kararları sonrasında olan budur. Yani bir ileri, iki geri…
Bu ülkenin kaynaklarına yazık edilmektedir. Bu ülkenin çiftçisine yazıktır. Bu ülke tarımsal açıdan kendisine yetebilecek potansiyeldedir. Hatta birçok tarım ürününde Dünya çapında söz sahibi olabilecektir. Ve hatta yine birçok tarımsal üründe nitelikli tohum ve damızlık hayvan üretebilecektir.
Lütfen çiftçimizin emeğinden ellerinizi çekiniz. Lütfen tarım sektöründe hizmet veren teknik, akademik ve idari personelin önünü tıkamayınız. Sektöre hizmet verenlerin sesine kulak vermezseniz bu ülkede tarım kalmayacaktır.
Bir de duyan olsa…