Tek temiz suyumuz tehlike altında
ZMO eski şube Başkanı ve CHP İl Genel Meclisi üyesi Hicri Nalbant Atikhisar Barajı su toplama havzası içerisinde kurulacak olan altın madenlerinin Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağının yok olacağını belirtti. İşletilmek istenen maden şirketleri ile ilgili gazetemize görüşlerini sunan Nalbant; Kirazlı maden işletmesi kurulursa 1 ton cevher için 3 ton suyumuz yok olacak” dedi.
Çanakkale’de altın madeni için ruhsat almak isteyen maden şirketlerine karşı sivil tolum kuruluşları ve odalar tepkili. Konu ile ilgili ZMO eski şube Başkanı ve CHP İl Genel Meclisi üyesi Hicri Nalbant, gazetemize bilgilendirmede bulundu. Nalbant öncelikle Kanadalı Alamos Şirketi taşeron firması Kuzey Biga Madencilik’in işletmeye başlaması ile Çanakkale’nin tek temiz su kaynağı olan Atikhisar Barajı’nda ki temiz suyun ve aynı zamanda yeraltı kaynak sularımızın yok olacağını belirtti. Cevher işlenmesine geçildiği takdirde 1 ton cevher için 3 ton temiz suyun yok olacağını açıklayan Nalbant; “Çanakkale’yi çok ciddi bir tehdit bekliyor. Ayrıca işletmeye geçerken geniş orman alanlarını da tıraşlama kesecekler. Cehennem çukurları dediğimiz 600 metre çapında, 400 metre derinliğinde olabilecek çukurlar kazılacak. Bir gram altın için doğaya 2 ton atık bırakacaklar. Ağır Metalleri açığa çıkartılmış atıklar, doğaya, orman içerisine gelişi güzel yığılacak” diyerek, durumun Çanakkale için felaket olacağını vurguladı.
Maden İşletmelerinin Atikhisar Barajı içerisinde işletmeye başlaması halinde halin de olacak kirlenmeler hakkında konuşan Nalbant, gazetemize şunları söyledi;
Kanadalı Alamos Gold Şirketi’nin yasa gereği Türkiye’de kurdurmak zorunda olduğu bir taşeron şirket olan Kuzey Biga Madencilik, Atikhisar Barajı’nın su toplama havzasının içerisinde, Kirazlı köyü çevresinde altın gümüş madenciliği yapmak istiyor. Bunun ile ilgili ruhsat var. ÇED halkı bilgilendirme toplantıları yapılmadığı halde kimseyi toplantıya sokmayarak yasa dışı işlemler yaparak toplantı yapılmış gibi gösterildi ve sonuçta olumlu ÇED aldılar. Bu ÇED’lerin iptali için davalar açtık. Bu davalarda 9 işletmenin tümünde İdare Mahkemesi tarafından iptal kararı verildi. 8 altın iletmesi bu şekilde beklerken, Şahinli köyünde açılan davalardan birisi Danıştay’ın 14. Dairesinden geri döndü.
“VALİ ÇINAR, ‘İNSANİ VE VİCDANİ BOYURLARI VAR DEMİŞTİ”
Bunun üzerine Şahinli Köyü’nde Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı almak için Özel İdare’ye, Valiliğe başvuruda bulundular. Ahmet Çınar Valimiz bu konunun kanuni boyutunun dışında ‘ahlaki, insani, vicdani boyutları da var’ demişti. Ancak giden Valimiz Hamza Erkal ‘ben vermez isem başkası gelir verir’ demişti. Şimdiki Sayın Valimizin ne yapacağını bilemiyoruz. Ancak Şahinlide gerçekleşen işlemin Kirazlıda da gerçekleşeceği duyumlarını aldık.
“MEVCUT SU DIŞINDA YERALTI SULARIMIZDA YOK OLACAK”
Kirazlı İşletmesi, Atikhisar Barajı’nın su toplama havzasında, hatta barajın uzak mesafe koruma alanı içersinde. Atikhisar Barajı, Çanakkale için o kadar önemli ki. Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağımız. Şu anda 140 Bin insan buradan su içiyor. Yörenin sulama suyu da buradan karşılanıyor. Altın şirketleri eğer siyanür kullanarak altın işletmeye başlarsa bir ton cevheri işlemek için 3 ton su kullanacaklar. Üç tın suyu kirleterek yok edecekler. Mevcut suyu kirletip yok etmenin ötesinde yer altı sularımızı da ağır metaller ile kirletecek ve zehirleyecekler.
“BU İŞ BU BÖLGEDE YAPILMAMALI”
“Ayrıca atık barajları oluşturacaklar. Bu atık barajlardan topladıkları siyanürün 3’te 1’i havaya karışacak. Yani suyumuz kirletilecek, yok edilecek. Yeraltı sularımızı bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde kirlenecek. Havamız kirletilecek. Tek su kaynağımızın olduğu bir yerde bu hareketlerin yapılması hiç akıl alacak bir iş değil. Asla bu işin bu bölgede yapılmaması gerekir.”
“CEHENNEM ÇUKURLARI KAZILACAK”
“Çanakkale’yi çok ciddi bir tehdit bekliyor. Ayrıca işletmeye geçerken geniş orman alanlarını da tıraşlama kesecekler. Cehennem çukurları dediğimiz 600 metre çapında, 400 metre derinliğinde olabilecek çukurlar kazılacak. Bir gram altın için doğaya 2 ton atık bırakacaklar. Ağır Metalleri açığa çıkartılmış atıklar, doğaya, orman içerisine gelişi güzel yığılacak.”
“ALTINIMIZI ALIP BİZE SATACAKLAR”
“Orman alanları yok edilirse erozyon nedeni ile hem barajın ömrü kısalacak, hem arıtma tesisi çalışmayacak, Çanakkale’nin suyu birde böyle sıkıntı içerisine girecek. Yani Çanakkale için çok ciddi bir tehdit. Şu andaki maden yasası bir sömürü yasası. Üretim yapan şirket Alomos Gold, onun taşeronu şirket Kuzey Biga, bütün alışverişleri kendi aralarında yapacaklar. Taşeron şirket zarar ediyor gösterilip ana şirkete devredecek. Ana şirkette bütün altınların tamamını yurt dışına çıkartacak. Bundan 5 yıl önceki rakamı söylüyorum. Alamos Gold’un Toronto Borsası’ndaki beyanıdır bu, ‘Biz Altının onsunu 340 Dolara mal edeceğiz’ diyordu. Yani 30 gram altın 340 dolara yurt dışına götürülecek. Türkiye altın ithal eden bir ülkedir. Her yıl 5-6 Milyarlık bir altın ithal eder.” (Eren Aşnaz)