“Gericiliğin Karşısına ‘Hayır’ İle Dikilmek”
Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi “Gericiliğin Karşısına ‘Hayır’ İle Dikilmek” panelini Belediye Çalışanları Sosyal Tesisleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve TKP Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan katıldı.
“Gericiliğin Karşısına ‘Hayır’ İle Dikilmek” paneli Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun konuşmasıyla başladı. Terkoğlu “Anayasa, iktidarı ele alanın sınırlarını çizmek için yazılmıştır ve öyle kalemle değil sopayla yazılır.
Bir mücadele sürecinin ürünüdür.” diyerek tarihte anayasa yapma lüksünün yalnızca devrimcilere ve karşı devrimcilere bahşedildiğini söyledi.
Terkoğlu; “Bundan 13 ay önce Davutoğlu, ‘Mayıs-Haziran gibi başkanlık paketi yürürlüğe girecek’ diyor. Geçen 13 aya baktığımızda ortada olan şey ise şu: Davutoğlu Başbakan değil, hatta AKP’nin hiçbir kuruluna, toplantısına dahil edilmiyor, ülkede bir darbe girişimi olmuş, MHP yön değiştirmiş. Yani birkaç ay içinde anayasada köklü değişiklik yapacak kadar gücü olduğunu iddia eden iktidarın aslında o kadar güçlü olmadığının kanıtını sağlıyor bu durum.” diyerek AKP’nin sanıldığı kadar güçlü olmadığını ifade etti.
Karşılıklı konuşmalar halinde devam eden panelde Terkoğlu’nun ardından söze başlayan Kemal Okuyan; “AKP iktidarı ülkenin en durağan kısmına sırtını dayamış durumda. Burada bahsettiğim şu: biz marksistiz dolayısıyla topluma bir bakış şeklimiz vardır. Nedir? Kimileri eğitim der. Nüfusun gelişkin kitlesinin unsurlarıdır: işçi sınıfıdır, orta sınıftır, kapitalizmin yarattığı yönetici sınıftır” diyen Okuyan “Bunlar kapitalist toplumların temel, modern sınıflarıdır ve bunlar kentlerde yaşarlar. Kırları önemsizleştirmiyor bu dediğim şey ama bir ülkenin hele ki Türkiye gibi hatırı sayılır bir ekonominin temel nüfus bölgesi doğal olarak kentlerde yaşayan, eğitimli iş gücüdür. Ve AKP bu kitle içerisinde %50’nin üzerinde bir ret ile karşı karşıya. AKP’nin dayandığı kitle ile ülke yönetemezsiniz.” şeklinde konuştu.
“Hayır Çıkarsa Yandık Bittik Demek Anlamlı Değil”
Terkoğlu, sözlerini “Bir, son 15 yıldır karşı-devrim onda simgeleşmiş. KHK’lar, işçi cinayetleri, gericileşme. Kurmuş olduğu düzeni korumak istiyor. İki, anayasaların bir özelliği vardır. Anayasalar genellikle kendilerini yazanları yargılayamazlar. Örneğin Kenan Evren’i yargılayamadılar. Evren’in ilk sözü “ Bu anayasayı biz yazdık bizi nasıl yargılayacaksınız?” Erdoğan’ın açık suçları var. Bunları yapanlar yargılanmamayı garanti altına almak istiyorlar. Üç, demin söylediğim gibi bir siyasi kriz var. Erdoğan rejimi ilk günden beri hep sandığı gösterdi ve hep en yüksek oyları aldı ama yine de Türkiye’de “istikrar” sağlayamıyor ve yönetememe krizi yaşıyor.“ ifadeleriyle sürdürdü.
İşçi sınıfı adına siyaset yapan bir öznenin Türkiye siyasetinde çok hızlı örgütlenebileceğini söyleyen Okuyan , “Bu örnek çok önemlidir: 1916’nın sonunda biri dese ki, işçi sınıfı iktidarı alacak, bunun başını da Bolşevikler çekecek; bunu söyleyene ‘sen tımarhaneliksin’ derlerdi. Ne oldu da 1917’de devrim yapabildi Bolşevikler? Büyük bir kriz, emekçilere hitap eden bir siyaset. Ve hızla büyüdü Bolşevikler. Ekim ayında da devrimi yaptılar. Rusya’da Petrograd’ı tutan her yeri tutuyordu. Dolayısıyla ‘hayır’ çıkmazsa ‘yandık, bittik’ demek pek anlamlı değil. İşimizi doğru yapacağız. Şu an yanlış yapıyoruz çünkü. Kimseden reçete beklemeyeceğiz. Kendi işimizi kendimiz yapacağız. Erdoğan’ın üstünden biz gelmezsek Almanya gelir ve kendi çıkarları doğrultusunda gelir. Bizim istediğimiz bu değil” şeklinde konuştu.
Yıldız Sağlam