Çanakkale’de Sezaryen Oranı %17
Hükümet sezaryenli doğumları mercek altına alıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Çok yüksek sezaryen oranı olan hastaneleri değerlendirmeye alıyoruz” dedi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Sedat Ergun, konuyla ilgili gazetemize değerlendirmede bulundu.
Çanakkale Devlet Hastanesi Bahattin-Huriye Demircioğlu Binasında görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Sedat Ergun sezaryen mi normal doğum mu sorusunun cevabını verdi. Uzman Doktor Ergun; Normal doğumdan genelde her anne korkar. Gebenin doğuma hazırlanması için dokuz aylık bir süreci vardır ve bu konuda anne eğitimlere katılmalıdır. Annenin psikolojik olarak hazırlanması önemlidir. Bizim hastane olarak sezaryen oranımız Türkiye ortalamasının çok üstündedir. Biz % 17’lik bir sezaryen oranı ile hedefe çok yakınız. Yine de doğumun şekline karar vermek tıp ilminin gerekleri ve hekim hasta ilişkisi ile alınabilecek bir karardır. Anne ya da bebeğin riski iyi tartılmalı, kimse buna müdahale etmemelidir. Bu konu eğer güncelleme yapılacak bir konu ise tıp ilmi kendini zaten güncellemiştir. Tabi ki her şeyin normali sağlıklıdır. Anne normal doğuma teşvik edilmelidir. Bir anne sezaryenle en fazla üç çocuğa sahip olabilir” dedi.
“HER KADININ İSTEDİĞİ ŞEKİLDE DOĞURMA HAKKI VARDIR”
Uzman Doktor Ergun sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“Her şeyden önce gelişmiş ülkelerde bu konuda oluşturulmuş komisyonlarda son çıkan karar cümlesi der ki; ‘Her kadının istediği şekilde doğurma hakkı vardır.’ Kişi olarak nasıl organ nakline karar veriliyorsa, doğum şeklini seçme hakkı da vardır. Ama her şeyin doğalı ve normali makbuldür. Anne ve bebek için en iyi doğum şekli de normal doğumdur. Normal doğumda bebek saatlerce süren bir hazırlık süresince doğum kanalını kat eder ve doğuma hazırlanır. Bebeğin göğüs kafesi sıkışır. Akciğer ana yolarlında bulunan sıvı dışarıya atılır. Sıvıdan tamamen arınan akciğer körük gibi açılarak oksijenle dolar ve bebek süratle solunum açısından dış ortama hazırlanır.Annenin tüm organları da doğuma ayak uydurur. Daha iyi doğum sonrası anne sağlığına kavuşur. Normal doğum kanalından geçerken bebeğe geçen bazı faydalı mikrop türleri anne sütünün sindirimi için gereklidir. Bebeğin ağzından bağırsaklarına geçen bu bakteriler anne sütünün sindirimini sağlar. Sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde gaz sancısı daha sık yaşanır.”
“HEKİM HASTA İLİŞKİSİ ÖNEMLİDİR”
“Sezaryenle doğan bebeklerde akciğerlerde dolaşan sıvı atılamadığı için ileriki yaşlarda akciğer hastalığı yaşama oranı yükselir. Bronşit astım gibi hastalıklar yakalanabilir. Sezaryende bebek travmaya da maruz kalabilir. İncecik bir çizgi şeklindeki yarıktan bebek çıkarılır. Normal doğumda bebek bir borunun ucundan çıkar gibidir ve bu daha doğaldır. Sezaryen doğumlarda anne daha çok kan kaybeder. Bir sonraki doğumlar da sezaryenle olmak zorunda kalınır. Sezaryenli doğumda annede rahim zayıflar. Bir sonraki doğum normal olursa o zayıf yerde bir patlama ve iç kanama yaşanabilir. Bir kez sezaryen olan anne tabi ki normal doğumda yapılabilir. Anne vaktinde bize ulaşamadıysa, hastaneye geldiğinde normal doğum için yol kat edilmişse normal doğum yapılabilir. Ama anne direk hastaneye geldi ise hastaya sezaryen sonrası normal doğum riskini anlatırız. Doğum esnasında eski dikişler patlarsa anne ameliyata alınabilir. Annenin rahmi alınabilir. Bu riskler için normal doğuma girmek isteyen anne onay formu imzalatılır. Hiçbir anne bu riskleri kabul etmez. Günümüzde hasta hakları ile ilgili reaksiyonlarının bir anlamda çitası alçaldığı için bu riske girilmez. En ufak olayda hastane ya da doktor şikâyet ediliyor. Dolayısıyla sezaryen sonrası normal doğum ihtimali düşüktür. İlk sezaryenin sebebi bebeğin ters gelmesi, kanama gibi geçici sebeplerse anne normal doğuma alınabilir. Ancak yine kimse risk almak istemez. Hekim ve hasta bu gibi durumlarda ortak bir karar almalıdır.”
Dilek Akşen