MOTOSİKLET
Elektrikli motosikletler, piyasaya çıktı çıkalı, kazalar bir türlü bitmiyor. Ağzı süt kokan çocukların bile kullandığı bu trafik canavarları, kural kaide tanımıyor. Ses çıkarmadıkları için sinsice yanaşıp, tehlike arz ediyorlar. Geçen gün, Truva Caddesi’nde durakta otobüs bekliyoruz. Ortaokul çağında iki çocuk, elektrikli motosikletle, tehlikeli bir şekilde yanımızdan geçtiler. Önlü arkalı oturmuşlar. Slalom yapıyorlar. Yüksek sesle bağırıp, çağırıyorlar. Bir muhabbet,bir varyasyon. Sormayın gitsin. Otobüs geldi. Bindik. Havaalanı kavşağını geçtik. Bir de baktık ki, polisler yolu kapatmış. Kaza olmuş anlaşılan. Pencereden baktık. Bir de ne görelim. Az önce yanımızdan geçen motosiklet. Kaza yapmış. Çocuklar yok.Hastaneye kaldırılmışlar. Şimdi belalarını bulmuşlar diyeceğiz ama yazık. Ana babaları ne kadar üzülmüştür. Ama çocuklara bu motosikleti veren de ne yazık ki, onlar. Bunların plakaları olmuyor. Ehliyet şartı yok. Trafik polisi ne yapsın. Aslında bunların yalnızca, bisiklet yolunu kullanmaları gerekiyor ama dinleyen kim? Zaten Çanakkale’de, trafik açısından kuralsızlık, kural haline gelmiş. Hangi bir ihlali sayalım ki? Bütün kaldırımlar işgal edilmiş durumda… Ana yolların her iki tarafında park etmiş araçlar. Hele Cuma günleri, Set Boyu Caddesi’ndeki kaldırım parkları, bilhassa otobüs şoförlerini canlarından bezdirmiş durumda… Şimdiki Halk otobüsleri büyük. Zaten yol bir aracın sığacağı kadar. Adam aracının yarısını kaldırıma sokmuş. Diğer yarısı yolda. Otobüs nasıl geçsin ki? Anlayacağınız bu işin bir çözümü yok. Sürücüler de dertli. Yayalar da. Yani dert bir değil, elvan elvan.
AZICIK KAHKAHA
Güzel bir kadın, çok zayıf bir bebeği doktora götürmüş. Bebeği muayene eden doktor demiş ki: – Bu bebek iyi gıda almıyor.
Güzel kadın sormuş: – Ne yapmamız gerekiyor Doktor Bey?
Bu soru üzerine kadına dönen doktor rica etmiş: – Lütfen soyunun hanımefendi. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor, sorunu çözmenin sevinciyle konuşmuş: – Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi; sizin hiç sütünüz yok. Güzel kadın şaşkınlıkla söylenmiş:
– Tabi ki olmaz Doktor Bey!.. Ben çocuğun teyzesiyim!..**** Nasreddin Hoca, hayvanlarına ağır yükler yükleyip, onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binen Hoca, köy meydanında dolaşmaya başlamış, işin garibi de, dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyormuş. Şaşırıp sormuşlar:
– Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun, bu nasıl iştir? Hoca hemen cevabı yetiştirmiş:
– Zavallı hayvan, zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana, sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor, bu kadar hizmetlerinden sonra, dolu çuvalı da ona mı yükleyecektim? Bu yüzden ben vurdum çuvalı sırtıma. Sağlıcakla kalınız.