Bitmeyen senfoni “İMAR”
Önceki günü Ayvacık merkezli ardı ardına başlayan depremler, devam ediyor. Merkezi Ayvacık İlçemiz olan depremlerde tek sevindirici nokta can kaybının olmaması… Bu bölgede yer sarsıntıları sürerken, Çanakkale Merkez’de de küçük çaplı da olsa siyasi sarsıntılar yaşanıyor.
Son olarak AK Parti’deki sarsıntının ana nedeni ne? Tabii ki Belediye Meclisinde görüşülmesi gereken “İMAR” konusu, ya da konuları… Asıl depremler bu noktada başlıyor. Çanakkale halkı çok iyi bilir ki imar konularında yıllardır hiç siyasi parti ayrımı yapılmaz. Yani “bazı meclis üyeleri” cüzdanı gördüklerinde, siyasi partilerini de vicdanlarını da kısa süreliğine de olsa rafa kaldırırlar.
Her ay düzenli olarak gerçekleştirilen Belediye Meclis toplantılarının yüzde seksenlik bölümünü, imar konuları oluşturur. Nedense hiçbir ilde, belediyede bu konu çözüme ulaştırılamaz. Yani ada bazında bir imar düzenlemesi yapılamaz. Çözün bir kez ada bazında imarı, bir daha vatandaş da memur da meclis üyesi de rahat etsin. Ha bir de belediye meclisine seçilen üyelerin büyük bölümü imar komisyonuna girmek için nedense hep yarışır.
Eskiden Belediye meclisine girecek isimlerin belirlenmesi ve listeye girmesi, yaptıkları işten önce, farklı özellikleriyle öne çıkanlar olurdu. İlk özellik, eşraf veya herkesin değer verdiği biri olmasıydı. Tabii ki bu özellikteki birisi adil, sevecen, hak yemez, yedirmez, güvenilir birisidir. Daha sonraki özellikler ise işinde ehil, tahsili, yabancı dili v.b gibi özellikler aranırdı. Siyasi düşüncesi ve partisi neredeyse en son gelen özellikti.
12 Eylül döneminden sonra her konuda olduğu gibi bu konuda da öncelikler ve özellikler değişti. Aynı siyasi partiden bile olsan, öncelikle “benim adamım olacaksın” oldu. (Burada kimse alınmasın ve kimseyi itham da etmiyorum) Al-satçılar, müteahhitler, son yıllarda bunlara yapı denetimciler çoğunlukta olmaya başladı. Durum böyle olunca da imar konuları ada bazında değil, parsel bazında görüşülür oldu.
1989 yılından bu yana Belediye Meclisini izlerim. Bu süreçte kimlerin nasıl zenginleştiğini de bir ben değil hepimiz çok iyi biliriz. Mal varlığı artanların, sokakta, insanlığı ve adamlığı artmıyor. Kurumlardan, siyasetten bu isimler temizlenmez ise biz daha çooook sallanırız. Bakın tartışmalara, kavgalara, söylentilere, iddialara hep imar konularıyla ilgilidir. Gerçekten bu işin siyaseti de, partisi de hiç olmamıştır. Olmaz.
Kimin ne çıkarı var bilemem. Kimin ne hasarı var bunu da bilemem. Bildiğim tek konu var. O da hepimiz aynı geminin içindeyiz. Meclis üyelerinin (İl Genel ya da Belediye fark etmez) Aklı, mantığı Vicdanı ile Cüzdanı arasında sıkışıp kalmasın. Başkanlar ya da özellikle başkan yardımcıları da buna zemin hazırlayıp şimşekleri üzerlerine çekmesin.