Örgütlenmeye adanmış bir hayat: Güleda Erensoy
Çanakkale Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı ve Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Örgütlü toplumun gücüne inanan ve zamanının büyük kısmını derneklerde geçiren Erensoy, hayata bakış açısını anlattı.
Kendinizden, gündelik hayatınızdan bahseder misiniz?
“Beyin sistemini merak ettiğim için nörolojiyi seçtim. 17 yıllık hekimim. 4 yıldır Çanakkale’de görev yapıyorum. Ondan önce İstanbul ve Van’da görev yaptım. 9 aydır da Tabip Odası Başkanlığı yapıyorum. Mesleğe adım attığımdan beri sendika üyesiyim. Mezun olur olmaz meslek odasına ve sendikaya üye oldum. Çalışan olarak haklarımı savunabilmek için aidiyetlerim olması gerektiğine inanıyorum. Örgütlü olmam gerektiğini düşündüm. Zaten genel olarak da toplum içerisinde örgütlü olmanın önemine inanıyorum. Bütün günüm hastanede geçiyor. Güne başlarken servisteki hastalarımı görüyorum, acilde görevim varsa acile inip hastalara bakıyorum sonra polikliniğe geçip daha sonra gün bitiminde tekrar servise çıkıyorum. Bazı akşamlar tekrar acile geçiyorum. Biz mesleğimiz gereği her an çalışmaya hazır durumdayız. Merkezde çalışan doktor olduğum için nörolog sayımız çok. Ama ilçede çalışan doktor eğer branşın tek doktoruysa her an ilçede olmalıdır.”
Son dönemde sağlık çalışanlarına şiddet başlıklı çok haber gördük, sizde durum nasıl?
Hekimlikle beraber birçok mesleğin saygınlığını yitirdiğini görüyoruz. Ancak branşım gereği bana genel olarak yaşlı hastalar geliyor. Dolayısıyla bilgiye ve öğretime saygı gösterildiği dönemden gelen insanlar olduğu için çok saygılı ve güzel davranıyorlar. Çoğu zaman odadan çıkarken dua ederek çıkıyorlar. Hekime ulaşımın kolaylaşması çok değerli ama öğretmenlik ve doktorluk toplumsal hizmet verdiği için saygınlığının da korunması gerekir. Hekimlik doğrudan topluma hizmeti barındırdığı için bir müteahhidin paragözlülüğü hiç konuşulmazken doktorun paragözlülüğü çok konuşulur.”
Kadın hekim olmak üzerine neler düşünüyorsunuz?
“Kadın hekim olmanın avantajları oldukça çok. Ülkede kadın hekime bakış açısı da gayet olumlu. Sadece cerrahi branşları genelde erkekler seçiyor. Çünkü bu branşlar daha çok ayakta kalmayı ve daha uzun süre çalışmayı gerektiriyor. En başından beri de erkekler alana hâkim konumdalar. Bir kadın olarak cerrahi branşa gittiğinizde yok sayılma oranınız biraz daha yüksek oluyor. Cerrahi branşlardaki kadınlar biraz meydan okumuş kadınlardır. Nöroloji de acil branşı olan bir dal olduğu için hastanede geçirdiğimiz sürece biraz daha fazla oluyor. Bu anlamda zorlukları var tabi.”
Söyleşinin devamı yarınki sayımızda…
(Dilek Akşen)