Oğuz Üregen
“Bayan!” Arkamdan birinin hızla gelmekte olduğunu fark ettim. “Bayan, bir saniyenizi alabilir miyim?” Bu hitabı da hiç sevmem. Sesin sahibi, yirmili yaşlarında, kısa boylu, çocuksu mizaçlı bir tipti. “Buyrun?” dedim, karşımda nefes nefese konuşan gence […]
Okumaya Devam etYılbaşından kalan yarım yamalak cadde süslerinin arasından yoğun bir üşüme ile geçip dar geçitli sokağa vardığımda titremem azaldı. “Seni alırım” demişti oysa “hava soğuk, üşüyeceksin.” Ama bu kez ben ona gitmek istemiştim. Kendi adımlarımla, biraz […]
Okumaya Devam etGenç edebiyat öğretmeni İrfan’ın, Ankara Keçiören’in sıcak bir temmuz öğlesinde, küçük bir muhallebici dükkanından içeri girerken, evleneceği kadınla tanışacağından henüz haberi yoktu. O gün, on yedi yaşlarında olan Nilüfer ise masa sekize oturan ve kendisinden […]
Okumaya Devam et“1146!” Sessizlik. “1146! Sıra sende!” Sessizlik. “Sana diyorum, 1146!” Sınıfın arka sıralarından kara kuru, zayıf bir çocuk isteksizce ayağa kalktı o an. “Ben mi?” “Sen tabii!” Meliha Öğretmen öfkelenmişti. “Hafta sonunu anlatma sırası sende.” Beş […]
Okumaya Devam etPeşi sıra gelen silah sesleri uçsuz bucaksız dağın eteklerinde yankılanırken ellerini başının üstüne koyan beş çocuk tam da o an hayatlarının kararını vermek üzereydi. Ellerini titreten korku, yüreklerine düşen korku, dillerini bağlayan büsbütün korkuydu. Fakat […]
Okumaya Devam et“Anne!” Çocuk, sırtında sakladığı kır çiçeği buketini, yüzünde oluşan kocaman bir gülümsemeyle, ileri doğru uzatırken böyle seslenir ona. “Anne!” İşaret parmağını mahalle bakkalının reyonları arasında gezdirirken, yemek istediklerini onun adını fısıldayarak gösterir. “Anne!” Yoldan geçen […]
Okumaya Devam etTarihin hiçbir döneminde hiçbir yazar, araştırmacı, filozof, sosyolog ya da bilimum hiçbir bilirkişi, bulunduğu yerden bir adım öne çıkarak, bu iki kelime arasındaki gizemi çözdüğünü söyleyememiştir. Romanlara, makalelere, şiirlere, filmlere konu olan bu girift meselenin […]
Okumaya Devam etSevgi sözcüklerini ve bunları sık sık dile getirmenin gerekliliğini inatla savunan yaşlı bir adamın, dedemin bir gün karşısına geçip tam olarak şöyle demiştim: “Dede… Ernest Hemingway’i senin sayende okumaya başlamıştım, biliyorsun değil mi?” “Biliyorum, tabii…” […]
Okumaya Devam et*** “Zaman gelir, bütün kozmik kilitler bir noktada gevşer ve kainat, birkaç dakikalığına açılıp nelerin mümkün olduğunu size gösterir.” Tek düze giden bir yaşantının, spot ışıklarıyla çevrili, büyülü bir sahneye taşındığı o an, Field of […]
Okumaya Devam etPeşi sıra gelen silah sesleri uçsuz bucaksız dağın eteklerinde yankılanırken ellerini başının üstüne koyan beş çocuk tam da o an hayatlarının kararını vermek üzereydi. Ellerini titreten korku, yüreklerine düşen korku, dillerini bağlayan büsbütün korkuydu. Fakat […]
Okumaya Devam et