Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
David R. Mellor

Anneler Babalar Amcalar Teyzeler Halalar ve Bütün Akrabalar

Victoria döneminden herhangi bir klasik romana, mesela Charles Dickens’ın eserlerinden birine bakarsanız, kuşaklar boyu aile üyelerinin aynı evde yaşadığını görürsünüz. Bu türden yaşam biçimleri II. Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde bile sıradışı değildi. Ancak bu aileler, Margaret Thatcher’ın temsilcisi olduğu bireyselciliğin başlamasıyla yavaş yavaş silindi. Thatcher, “Toplum diye bir şey yoktur,” derken yaşlı ya da bakıma muhtaç akrabalara hafta sonları yapılan gönülsüz ziyaretler haricinde her türlü ailevi ilişkinin de köküne kibrit suyu ekmiş oldu. İngiltere’de pek çok insan ömürlerinin son günlerini huzurevlerinde geçiriyor, hemen hemen hepsi kâr odaklı özel firmalar tarafından işletilen bu tür yerlerde yaşayanların sayısı bugün dört yüz binden fazla.
Elbette Türkiye’de de huzurevleri var ama İngiltere’deki gibi endüstriyel bir ölçekte değil, ayrıca epeyce bir kısmı da devlet tarafından idare edildiği için daha iyi kontrol edilebiliyor.
Tabii bakımevinin ya da huzurevinin şart olduğu durumlar da var. Eşimin babası Alzheimer hastasıydı ve artık evde bakılması imkânsız hale gelince bir bakımevine yatırıldı. Ancak aile babalarına bakmayı ödev kabul ettiği ve bunu severek yaptığı için, gerçekten çaresiz kalana kadar huzurevi seçeneğini düşünmediler bile.
Bugünlerde eşimin kız kardeşi yeni bir ev arayışı içinde. “En az dört yatak odalı bir yere ihtiyaçları var,” diye açıkladı eşim. Şaşaladım. “Niye dört?” (Tek çocuklu bir çiftten bahsediyoruz.) “Annem için, hani yalnız yaşayamaz hale gelirse diye.” Benim aklıma bile gelmeyecek böyle bir düzenleme, önemli bir kültürel farklılığı vurguluyor.
Ev sahibimizin evi, bizimkinin hemen arka tarafında. Son günlerde sürekli bir inşaat gürültüsü duyuyorduk. Yolda karşılaştığımız ev sahibimiz gürültü için özür dileyip babasının yaşlı kardeşiyle eşi için alt kattaki boş daireyi yenilediklerini anlattı. (Babası zaten ev sahibimizle yaşıyor.) Yaşlı amca ve eşi tek başlarına zorlanıyormuş, yakın yaşadıkları takdirde ev sahibimizin onlara göz kulak olması kolaylaşacakmış. Böyle düzenlemeler Türkiye’de istisna değil, genelgeçer bir kurala benziyor.
Bizden iki kapı ötede oturan sevdiğimiz komşumuz Mustafa kız kardeşi ve yaşlı annesiyle yaşıyor. Kadıncağız çok yaşlı, artık pek dışarı çıkamasa da sabahları camdan beni görürse mutlaka el sallayıp dostça günaydın diyor.
Dediğim gibi, bu türden birlikte yaşama düzenlemeleri Türkiye’nin dört bir yanında her zaman yapılan bir şey gibi görünüyor.

Yazının devamı gelecek…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

%d
Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech