Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ŞEHİRDEN İNDİM KÖYE

ŞEHİRDEN İNDİM KÖYE Zaman

ŞEHİRDEN İNDİM KÖYE

Zaman geçtikçe kolaylaşan hayatımız öte yandan sağlıksız bir hale gelerek bizi doğala, eskiye yönlendiriyor. Eskiden şehirleşmeye çalışan insan toplulukları artık doğallığı ve köyü şehre taşıyarak yaşamaya çalışıyor. Hal böyle olunca durum ilk olarak temel ihtiyaçlara yansıyor. Sağlıklı yaşam ütopyasına açılan kapıyı açmak ise doğal ürünler tüketerek mümkün. Ne yazık ki yediğimiz ekmekten giydiğimiz giysiye kadar kullandığımız her şeye yerleşmiş olan, isimlerini bile bilmediğimiz katkı maddelerini hayatımızdan çıkarmak ise girişleri kadar kolay değil. Örneğin, geçmiş yıllarda herkesin evinde sayıca çok fazla olan ve alternatifi bulunmayan pamuk yorgan, yastığın yerini alan silikon ve elyaf temizlik konusunda pratiklik sağlarken fiyatıyla da cezbedici. Ancak kanserojen madde içerdiğini biliyoruz.

Eskiden sözü bile edilmeyen pamuk ise artık lüks. Benzer şekilde eskiden herkesin kendi evinde ürettiği ekmek, yıllar sonra bir endüstriye dönüşerek seri üretilir hale geldi. Seri üretimin gerekliliklerinden olan standartlaşma ve hız ise üreticiyi katkı maddelerine iterek aynı zamanda maliyeti düşürdü. Şimdi ise hastalıklarla boğuşan insan toplulukları, yediğimiz en basit ve temel gıda olan ekmeğin bile doğalını arıyor. Fakat sıradan bir gıda maddesi olan eskiden her evde pişen ekmeğe ulaşmak eskisi kadar kolay değil. Artık doğal bir ekmek yemek istiyorsanız özel olarak sipariş etmek, fazlaca olan bedelini ödemek zorundasınız. Gün geçtikçe modernleşen hayatımızın önceliği hız olduğundan, sağlık çoğu zaman ikinci plana bile erişemiyor. Ancak yavaş yavaş fark ettiğimiz bu durumu düzeltmek böyle faaliyetlerle mümkün olsa da değişen dünyada ‘sağlıklı yaşamak’ artık sıradan bir insan için pahalıya patlamaya başladı. Biz insanlar zaten var olanı değiştirip, yağmaladıktan sonra  hikayenin sonunda var olana muhtaç ve onu satın alır duruma düşsek de akıllanmayarak doğanın dengesiyle oynamaya devam ediyoruz. O meşhur Kızılderili atasözünde dendiği gibi belki de; “Son ağaç kesildiğinde, son ırmak zehirlendiğinde, son balık yakalandığında…” anlayacağız gerçekleri…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d
Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech