Ekonomik olarak zor günlerden geçiyoruz. Dışarıda bir ortamda bir kahve içmek, özellikle alt sınıf için kararsızlık yaratıyor. Bazı kahvelerin maliyetine göre fiyatlarının çok yüksek olduğu düşüncesindeyim. Maliyet ve kar oranı nedir bilemiyorum. Bir kahvenin ortalama bir şehirde ve kafede 60 lira olmasını şahsen ben kabul edemiyorum.
Nezaketin yüksek olduğu ortamlarda genel olarak insanlar çay içiyor. Alt sınıf olarak bilinen proletarya ve burjuvanın ortak noktası çay diyebilirim. Çay üretimi yapan çok büyük şirketlerin zarara uğraması gündemde sürekli yer alıyor.
Farklı ortamlarda unvan sahibi veya sokakta bulunan esnaf, zor durumda yaşayan öğrenci hepsinin imdadına çay yetişiyor. Dışarıda bir yere oturulduğunda alt sınıf belki parasızlıktan, zengin olanlar ise diğer seçeneklerden bıktığından çayı tercih ediyor.
Çay Türkiye’de tüketimin dışında kültürde en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Karadeniz’de üretilen, Erzurum’da en çok bilinen çay, ülkenin her yerinde içiliyor.
Hakkari Yüksekova, Konya Karaman farklı bölgelerde sürekli ortak paydada buluşuluyor. Son zamanlarda dışarıda çayın 5 liradan başladığını görmek beni üzüyor. Maliyeti ne kadar?
Elbette artan girdi maliyetleri, kira fiyatları konusunda esnafa hak vermemiz gerek. Bu noktada onlara katılarak tüm şartlara rağmen, bir üründen 5,6 kat kar yapılması bana mantıksız geliyor.
Serbest piyasa ekonomisini bu aralar biz iyice özgürleştirdik. Yaşamın zor olduğunu belirterek şunu da ifade etmek isterim. Meyve suyu bile aralarında beş metre olan yerler arasında, fiyat farkı koyabiliyor.
Markası değişse anlayacağım, su aynı su, meyve aynı meyve, çay aynı çay.